Patronumun genişçe bir tasma gereken ensesine şöyle bir baktım …
'' Al bu maaşla sen çalış '' diye , cebimdeki bir miktar bozukluğu suratının ortasına fırlatıp, işten ayrıldım .
Adamın suratı o kadar boştu ki , fırlattığım bozuk paralar o kadar çok yakıştı ki, ölümüne gülümseyerek , bir de seyrettim uzun uzun …
Bir an için boşaltım organımla ağzı arasında sıkı bağlar kurdum .
Daha sonra ‘’ bunu ancak tuvaletimin fırçası temizleyebilir ‘’ diyerek bu fikrimden vazgeçtim …
‘’Sana tükürdüğünü yalatacağım ‘’ diye arkamdan bağırdı .
‘’Suratına tükürmeye bir şey demiyorum ama zaten yalaka olmadığım için istifa ediyorum ‘’ ‘’ deyip kapıyı çarpıp çıktım .
Yalamak bizim patronun yaptığı en iyi iş . Bir dil var adamda emsali görülmemiş .
Rengi de kahverengi …
O kadar çok kıç yalıyor ki artık dili kuyruksokumunun rengini almış .
Kılıbık mı da kılıbık ...
ÖSS sınavıyla evlenmiş gibi karısının her sorusuna doğru yanıtı vermek zorunda .
Aksi takdirde 3 yanlış bir kelle götürüyor .
Karısından ödü kopuyor . Karısını da görseniz …
Kadının yaptığı makyajla bizim ev 2 kere badana olur .
Zaten bunların ki evlilik değil eşek şakası gibi
bir şey …
Adam bize gelince aslan kesiliyor . Evde kuzu …
Ama doğruya doğru ... Karısı da tam bir kasap .
Dediklerine göre ev ev değil kesimhane gibiymiş …
Kadın adama hayvan gibi davranıyor , akşamları da eve gelince , bir tabak ot atıveriyormuş önüne .
Ee bizim patron sığır olursa …
Bu az bile ...
Bizim patron keldir.
Kadın kasaplık bir hayvan gibi etrafta dolaşıp , cızbız niyetine patronun her gün başının etini yiyormuş …
Ee bu yüzden adamda saç kalmamış .
İşe kıyma niyetine gelince de , acısını bizden çıkartıyor doğal olarak …
Ama olsun … Geviş getirircesine evde tekrar öcümüzü alıyor patroniçemiz .
Helal olsun kadına .
Ee , alma mazlumun ahını , çıkar aheste aheste …
ASİL SONER DEMİR
]