İlle de ölmek, Anka kuşlarına nispet
yaşamak, beyaz ruhların arasında
salya sümük çocukluğumun gizlenmekten utanan
esrarını görmek…
Ve ruhum, rahlenin sol şakağında.
Meczup fitneler vurur
renklerin en siyah halinde.
Makaram kan bağlar lo
asılı durur etim çarmığında
Huysuz bir çocuk, huzursuz bir rahle
Adımlar… Ah o adımlara and olsun, kusmuş
parmaklıklar modalarını.
Toprak âdemlere inat mikadan mankenler,
alacalı yarınların kalıntıları
Rakkase bir ruh, rahlenin bilmem neresinde
Hayat, çağdaş ebrular dolambaçlı ve kıvrak
aslına çekmeyen haramzade gibi: Kelebekler
solgun, çiçekler üzerinde bulantı,
dirilmekten usanan Anka kuşları,
sular Nil nehrinden kanayan ırmaklar,
kara bibere adanmış bir çorba, ekmek
kıt bir o kadar da bayat.
Rahle, ortasından çatladı çatlayacak
Eski adresim: Sırat köprüsü, Yirmi üçüncü sokak,
numara altmış üç/ AHİRET.
Sinirlerim, salya sümük çocukluğum gibi korkak.
Et, kemik, damar ve kan
anılarımla BİR’ im sufiler kadar
Elif lam mim
Uyanmadan önce,
rahlenin ortasında uzanmakta idim.