Referandum süresince basının: entelektüeller, iktidar ve kadınların bakış açılarını yansıtma biçimini inceleyerek size farklı bir bakış açısı sunmaya çalışacağım. Konuyu çok fazla komplike hale getirmemek için üç adet gazete haberini veriyorum. Bu haberlere hepiniz bir şekilde ulaştınız.
Şunlardır :
- Haberimiz:30.06.2010 8.23 Radikal Gazetesi haberi.
Ak Partili Rize Belediye Başkanı Halil Bakırcı, “Güneydoğu'da ikinci eş yaygın. Bu bizim kültürümüzde vardır. Bu bölgelerden evlilik ve hısımlıkları artırarak, devletin de teşvikiyle sorunların aza ineceğine ve çözüleceğine inanıyorum” dedi. Haber: Muhammet KAÇAR
2.Haberimiz: 12 Eylül Anayasa Değişikliği Referandumunda “Yetmez ama evet” diyen sanatçı ve aydınların arasında yer alan Lale Mansur, NTV canlı yayınında neden “evet” diyeceğini anlattı.
Aşağıdaki haber referandum öncesine ait olup sekiz yıllık bir iktidarın başlangıcından bu güne ne olduğunun Buket hanım tarafından bilindiği göz önünde bulundurursak bir solcu olarak alındığımı ve sizlerle paylaşacağım yazımda etkili olduğunu bilmenizi isterim.
3.Haberimiz: “Türkiye'deki sol maalesef seksist” - Taraf/ÖZLEM ERTAN - Istanbul - 15.03.2009 Buket Uzuner, gezi kitabı Yolda’yı imzalarken cinsiyetçilikten yakındı: Kadın yazarlar edebiyat dünyasını renklendiren şeyler olarak görülüyor. Hakkımızı savununca da cadı ve şirret oluyoruz. Maalesef, Türk solu seksisttir.''
Buket hanıma şu cevabı vermek istiyorum. Evet, biz Türk solu olarak sizin de vurguladığınız gibi kadına bakış açısını doğru bir yere koyamamış olabiliriz. Bunu kabul ediyorum.
Referandum sonuçlarını kısaca değerlendirmek isterim. Yüzde yetmiş seksenlerde bir katılım gerçekleşti. Doğu illerimizde bazı illerde bariz bir boykotun gözlenmesi yanında genelde katılım olduğu ve bu katılımın evet yönünde olduğu açıktır. Bunun tam zıddı olarak görünen mhp üst yapısının dışında mhp tabanının da tercihini evet yönünde kullanarak karşı gibi göründükleri tarafta oldukları barizdir. İşte burada belirtmek gerekir ki birileri bertaraf olmamak için taraf olmuşlardır.
Bu güruha şunu da eklemek yerinde olur sanırım: marjinal sol diye bilinen kesimin her ne kadar boykot kelimesini kullanmasalar da sandık başına gitmeme eylemleri evet’e hizmet ettiği aşikardır.
Bazı cemaatlere hizmet edenler camilerde verdikleri vaazlarda müminlere evet oyu verme probagandası yapmışlardır.
Bu noktada kendi payıma yenilgiyi kabul ediyorum. Bu topraklarda benim zannettiğim gibi, kurtuluş savaşında emperyalizme karşı kurtuluş mücadelesi veren halk yaşamıyormuş.
Bu referandum sonucu, beni ak partinin yukarıda birinci haber olarak verdiğim bakış açısına getiriverdi. Nasıl mı? Ben fikrimi değiştiremez miyim?
Milli görüş gömleğini çıkaran iktidar lideri, Irak’a müdahalede tezkereyi geçirmemiş gibi görünüp, tüm hava ve deniz limanlarını kullandırdı. İncirlik üssünden 4900 sorti yapılmasına müsaade etti. Bir buçuk milyon müslüman katledildi. Bu çelişki değilse benim fikir değiştirmemi çelişki olarak göremezsiniz.
Hatta önceden şunu söylerdim hep, başkalarının hatasını görmeniz size hata yapma hakkı vermez. Ama şimdi bunu da kabul etmiyorum. Başkalarının hatasını görmem bana hata yapma hakkı veriyor. Ben bu hakkı istiyorum. Kusursuz bir insan olmak istemiyorum.
Sezen aksu da kusursuz değil. Önce kardelenler diyordu, sonra fikir değiştirdi. Evet, buket hanım sizin de dediğiniz gibi biz kadın sorununa da doğru yaklaşamadık. Haklısınız. İnşallah bir fırsatını bulur karşılaşırız siz de iyice bir anlatırsınız. Biz bir mum ışığı gibi çevremizi bile aydınlatamıyormuşuz meğer. Ampulün güçlü ışığı karşısında siz aydınların da elbirliğiyle bu mum ışığı da aydınlatamayacak artık.
Şimdi geldiğim noktadan hareketle Lale Mansur hanımefendiye buradan ikinci eş olarak evlenme teklif ediyorum. Üçüncü eş olarak Buket Uzuner’e ve dördüncü eş olarak nâmı Minik serçe olan Sezen hanıma evlenme teklif ediyorum.
Şimdilik dört tane, bundan sonrası için şeyhülislam’dan onay çıkarsa… Allah kerimdir.