Uzun bir yürüyüşün derin izleriydi; ellere su dökülüşün geride kaldığını,
turnaların silip geçtiği sevda bulutlarının gölgesinde sığınaklar aranacağını,
masanın dağınık imgelerinde, adsız şairler antolojisinde adını bulamadığını,
bu işlerin antik Atina okullarındaki gibi dost meclislerinde dönüp durduğunu,
devamsızlık yapanlarınsa aforoz edilip, arenada aslanlara yem diye atıldığını,
yaşanmamış sevdalar için roman yazmaya karar verdiği gün ne yazık anlamıştı,
a ş k ı n s a her baharda ruhun gövdesine tüneyen dallardan yeniden fışkırdığını.
Ömer Akşahan
10.04.2003 / Alsancak