belli sahnelerini hayatın, şekilli yerlerini
bilmeli ona göre açık vermemeliyim. öğütlerime
bir bilge gibi başlayıp, tanrısal niteliklerle süsle-
meliyim. zerdüşt değilim ben.
bandini değilim. oblomov hiç değilim.
esiriyim ben ki kafiye icabı müteessir.
kusuyorum. öğürerek. sabahleyin. akşam üzeri.
yatmadan evvel, şafağa karşın. ağzımda o bilindik
pişmanlığın ekşi tadı, imgesel değil pek ciddi.
ruhani bir mesele para kadar olmasada. elimi daldırıp
vıcık gezdiriyorum içinde kusmuğumun.
yüzünüz hâlâ gözlerimin içinde. onursuzluklarınızsa,
cüzdanımda ve na-edebiliğiniz, çöpte.
gerçeğe, hayalin reddine karşı olan her meseleye
pek kinim var. kısmi popa, maddi ilahiye, bütünlükte
birleşmiş ve her daim anlaşılır olmaya gayret edene,
toplum için yazana, sözü eleyip,
kurdeleyle fiyonklayıp önüne sunanlara,
imlayı kafaya takanlara, köpekleşenlere, şan için yardımsevere,
paraseverveyiyicimakinemsikimselere, sınırları aştırmayana,
delilikle dalga geçene, dilenciye saygı göstermeyene ve falcılara
pek var kinim.
düzensizliğe zaafım var dağınıklığa. tertipliye sinirim,
aşkı düşürmeyene dilinden, küfrüm var. şiirinde
el uzatmayana, kulağı öne, sözü göze çekene restim var.
kısacası, neyse, ya da , işte, öyle, değil misi olmadan
bitirmiyorum bu şiiri