Bir saksıda çiçeğim
Sıkıştırmışlar ufak tabağa
Oradan su içerim
Güneşi oradan görürüm
Ne kök salabilirim derinlere
Ne de dallarımla yakalayabilirim gökyüzünü
Ben bir saksıda çiçeğim
Bir el su verir bana her sabah
Güneşi gösterir uzaktan
Sevdası vardır onu anlatır bana
Yalandan..
Tohumlar atılmış benim toprağıma
Toprak onları gösterir bana rüyamda
Eksik dizginin kırık mısrası
Benim sesim..
Sevgiliyi, aşkı sorma benden
Ben aşk merdiveni değilim..
Aşk sesi duymaz kulaklarım
Bilmem hangi topraklarda açar o
Rengarenk, mis gibi kokusuyla.
Rüzgar birşey fısıldar dışardıkilere bir ara
Yapraklarını sarartırlar birbiri ardı sıra
Peki nerede rüzgardaki kalem fırça?
Ne kadar toprağın altına gideceğim belli
Gökyüzünü nasıl yakalıyacağım şimdi?..