Gecenin sabaha ermekte olan bu vaktinde,
beni gece nöbetlerine dikmeye ne hakkın vardı söyle....
Savunmasız bir duvar örmeye üstüme ,
ne hakkın vardı böyle çekip gitmeye....
Kıyamet tellallığı yaptığın o pazar gününü,
hayatımdaki en önemli hadise haline getirmeye,
Hakkın var mıydı adamım,hayatım....
beni bu gece hüngür hüngür ağlatıp,üzmeye...
Avucunda bıraktığım kalbimi,böylesi kırıp gitmene,
Hayatın şu bir yılında kabuslar görmeme,
darmadağınık bıraktığın bir kaç sözcüğe
hakkın var mıydı beni yerle bir etmeye....
Bu düşün tılsımına kaybetmesine,
İçimdeki biriktirdiğim tüm umudun gitmesine,
Artık hiç bir adama güvenememe
hakkın var mıydı,yaşantımı altüst etmeye.....
bu gece kapımda bekleyen nöbetçi ölüme,
Gitarımın bozuk akordundaki sesine,
kendimi gömdüğüm,bir kaç kelime
hakkın var mıydı,içime girip büyümeye....
Ölmek,yaşarken yeryüzünde
Sevmek ,hala seni çılgın gibi delice
Şimdi sen bir başka kadının gözlerinde
Hakkın var mıydı,hayatımı ellerinde öldürmeye...