Sarıl bana Eylül gibi

Tutabilmek sevdiğim güz yanığı ellerini, Bir düşten sıyrılıp düşebilmek dizlerinin dibine, Çaresi olmayan bir yalnızlığın gözyaşlarında, Yitip giden bir fısıltı bırakarak, Öpebilmek dudaklarımı boyayan hayallerini, Ve sevebilmek bağrında sonbaha

yazı resim

Kendimi anlatan bir gecenin avuçlarında,
Uykuyu parçalarcasına düşünmek seni,
Ve yakınlaştıkça yıldız büyüten her gecede,
Tutabilmek sevdiğim güz yanığı ellerini,
Bir düşten sıyrılıp düşebilmek dizlerinin dibine,
Çaresi olmayan bir yalnızlığın gözyaşlarında,
Yitip giden bir fısıltı bırakarak,
Öpebilmek dudaklarımı boyayan hayallerini,
Ve sevebilmek bağrında sonbaharın,
Eylül'e zincirlenen bütün şiirlerini,
Görebilmek zamana bıraktığın uzaklıklarda,
Fotoğraflardan taşan güzelliğini,
Bir cevşen gibi taşıyabilmek her umuda,
Yüklendikçe boynuma dolanan her sevgini,
Dönüpte şehri yağmalayan rüzgara yüzümü,
Dört duvara sorabilmek sensizliğin adresini,
Kim nereden bilsin kendine küskün her yalnızlığımın
Yolunda ne çileler çektiğini,
Ve mevsimi kendi defterinden silen yağmurların,
İçimde yağmak için nasıl da beklediğini,
Ah geçsede zaman yangınların ortasında,
Tutuşsada kelimeler,yansa yakılsada sevdiğim,
Tüketemez içimde çoğalan hasretini,

Kendi tarihimi bırakıyorum sana şimdi,
Ve Eylül yontusu bakışlarındaki sessizliğini,
Sarıl bana geceyi hatırlatan bir düş,
Bir Sonbahar gibi,
Yıldızları bırak başucuma sonra sevdiğim,
Anlatırlar elbet savrulan bir yaprak suskunluğunda,
Yüreğimin seni ne çok özlediğini....

Yorumlar

Başa Dön