.....................................
Köşe başında bıyığı terlememiş,
Lacivert ceketli delikanlılar.
Titreyen bacakları üzerinde,
Tutaşan vucütlar...
Bütün şehir sensin;
Onyedinde tanıştığın randevu sokağı,
Taşıyamaz ağırlığını.
Seninle yaşlanıyor onyedi numaralı oda.
Halbuki şehir gibi içine almıştı,
Ağır ablanın elini bıraktığı odanın ışıkları.
Sanki, annenin okuduğu uyku öncesi masalı.
Kaldırırken,
Çatlağını kapatmak için aynaya koyduğun fotoğrafı,
Onyedinde saf, kirletilmiş,
(pamuklu iç çamaşırı giyerdin)
Gözlerinde ki umut sönmeyen şehir ışıkları gibi,
Pembe,gergin çarşafın üzerinde.
Unutkanlığın alışkanlığından,
Tek hatırladığın ilk gece ;
Doğduğun günü hatırlayamamak,
Ölümü bilerek beklemek gibi.
Dün gece elini bıraktığın onyedili akşam sefasında,
O nun da gözlerinde şehrin ışıkları vardı,
Yeşil elbisesi üzerinde,
O da fotoğrafını koydu aynaya.
Kaç bahar geçti,
Yatağının altından çıkarmayalı yeşil elbiseni,
Şehirde bütün yeşiller soldu.
Randevu sokağında,
Seksek oynayan kızlar;
Her karede biriktirdikleri aşkları,
Dokuzlarda yorgun vucütlar.
Birlere dönebilenler olur,
Sokağın ağır ablaları.
............................................................