tuhaf tuhaf bağırıyorlar günlerdir, beynimi yiyor bu ses, tüm sinirlenmeye müsait uçlarımı allak bullak ediyor, özellikle sabahları, polis sirenleri gibi sesler, sandalyenin üzerinde uyuya kaldığımda hayaletlerden arta kalan vakitlerde ; bu siren sesli kuşlar yüzünden tutklanmışım hissine kapılıyorum, "tanrım ne çok günahım var" bu beni yerimden sıçratıyor...
merakıma yenik düşüyorum sonunda, kafamı ve gövdemi birlikte kapıdan çıkartıyorum hala pera burası ; her bina yerlebir aslında, ne kadar dekore olsa da... kara bir binanın tepesine gözlerimi sinirli ve telaşlı dikiyorum. ordalar binanın yamasız bölümlerine hücum ediyorlar ...
kırlangıç mevsimi ? ! ?
ben kaç zamandır hayatın dışındayım ?
bahar gelmiş hayvanlar yavrularını besliyor, ensest bir orgazm yaşıyorlar oral yoldan verilen besinlerle... uçuşuyor havada kanatlı bir bulut sürüsü ve ben olmayan kilisenin bakir rahibi...
ben kaç zamandır nerdeyim ?
oysa henüz büyümemişken bu kuşları ne çok severdim , son sürat kanatlarının arasına giren hava, hız , gizemli ürkeklikleri, ... balıklardan kılıç, dörtayaklılardan kurt, kuşlardan kırlangıç benim kahramanlarımdı...ölümü gömerdim kafama onların maceralarıyla.
seni ve seni ...
bilmiyorum akıl sefaletinin bir sınırı varmı ama öğrenmeye çok açık olan beynimi sürekli istemsiz kapatmak eylemimin "senle de ilgisi var senle de". iki kişi var siz diyemiyorum, çünkü ikiniz de sevgilimsiniz ve sevgililere siz denmez...uykusuzluktan çıldırmak üzereyim hayal , gerçek, düş, rüya ,adam,kadın menapoz , andrapoz hepsi birbirine karıştı ama "seni ve seni" görmem lazım uyumuyorum bu yüzden. yaşadıkça çukur kazdığımı anlıyorum bu üçlü ilişkide , ruhum yerleşiyor içine içine-yavaş yavaş ama ellerim "elinde ve elinde" mutlu, toplumsal ahlağın yapıbozumunu köküne kadar yaşıyorum, evrensel orospu çocukluğunun dilsel mahareti bu yazı itiraf falan değil ...
sevgi dilemiştim tanrıdan kızarak
uçmak istiyorum artık demiştim ,
bana tek kanatla uçamayacağımı söyledi
ve
bir çift kırlangıç kanadı verdi
"seni ve seni"
teşekkürler göğün delisi