Senin de Ağladığın Oldu mu?

Yüreğimi yitirdiğim şehir. Soğuk ve mavi sularında hayallerimi boğduğum, yaralı bir martıya umutlarımı çaldırdığım ve en yüksek tepesinden ümitlerimi......

yazı resim

Yüreğimi yitirdiğim şehir.... Soğuk ve mavi sularında hayallerimi boğduğum, yaralı bir martıya umutlarımı çaldırdığım ve en yüksek tepesinden ümitlerimi buruşturulmuş bir kağıt gibi fırlatıp attığım şehir. Rüzgarına yükleyip götürürken gülücüklerimi ve hiç bilmediğim bir mevsimde saklı tutarken mutluluğumu gözyaşlarıma aldırmayan şehir.....
Sen ayrılık nedir bilemezsin. Hiç ellerin ayazda bir otobüsün buğulu camından son kez baktın mı bir çift yaşlı göze? Hiç gözyaşlarını tutmak için dudaklarını kanatıncaya kadar ısırıp " neden?" diye sordun mu? Ve sonra kalbinin bile asla inanmayacağı yalanları savurdun mu yüreğine? Geride kalana el sallarken aslında hayallerine veda ettiğini anlayıp geleceğe sırtını döndün mü? Her akşam olduğunda takvime bir çeltik atıp, bitmek bilmeyen günü mazinin arasına kattın mı? Geceleri karanlığa emanet edip yüreğini kendini terkettin mi? Şahit oldu mu ayışığı gözyaşlarına? Her yıldız kaydığında ağladın mı kayan yıldızın yerine, diğer yıldızlar onsuz ne yapacak diye? Bildiğin en uzun türküyü söyleyip elinde sigara, daldın mı hiç sonu gözükmeyen yollara?
Sen özlem nedir bilemezsin. Bir sis bulutu gibi üstüne çöken kara bulutun nasıl kalbi dağladığını. Bir hedef tahtası gibi yüreğinin ortasına atılırken oklar, bilemezsin nasıl can acıttığını. Soğuk ve ıslak kaldırımlarda gezerken dilsiz gölgem yalnızlıktan nasıl bıktığını. Sen rutubetli duvarlara gökkuşağı çizdin mi hiç? Rüyalarınla boyadın mı siyah beyaz odanı? Soluk benizli fotoğraflara bakarken, hiç yüzün soldu mu? Mavi göğün altında, kara toprağın üstünde, kalabalıklar içinde nefes alıp veren şehir söyle senin de ağladığın oldu mu?.......

Başa Dön