“Seninle” bir edebiyat çınarı ve hecenin usta şâiri Halil SOYUER’in 124 sayfadan oluşan 20’inci kitabı. Kitapta şâirin 66 şiiri ve 22 dörtlüğü yer alıyor.
Oldukça güzel bir renk seçimi ve baskıyla sunulmuş kitabın ön kapağında Halil beyin resmi, arka kapağında ise son günlerde yeniden yorumlanan ve dillerden düşmeyen bir şarkı olan “Lanet Olsun” şiirine yer verilmiş.
Halil ağabeyin özellikle dostları arasında neşe dolu ve espri kaynağı bir insan olduğunu bilmesem, kapak resmi olarak kullanılan ve adeta fırtına öncesi sessizliği andıran fotoğraftaki hâli için üzülürdüm doğrusu.
Kendine has üslubu ve özgün söyleyişiyle dikkat çeken şâir, “Seninle” başlıklı şiirinin 2’nci dörtlüğünde;
“Sevgin bende bir ebedi barıştır
Hayat senin ile sana varıştır
Her geceni, her geceme karıştır
Hep böyle göreyim seni, seninle”
… derken, tek hayat kaynağının gönlünde taşıdığı bitmek tükenmek bilmez sevginin olduğunu anlatıyor bize. Aynı şiirin bir sonraki dörtlüğünde ise;
“Evlat başı benim, anne dizi sen
Böyle bilmelisin artık bizi sen
Yüz’ü ben alayım, dokuz yüz’ü sen
Böyle paylaşalım bin’i seninle”
…dediğini ve sevginin onda dokuzu kendisine verildiği halde razı olmayıp; “geri kalan bir’i nerde?” diye soran sevgililere nispet olsun diye fedakarlık örneği sergilediğini görüyoruz.
Bir önceki kitabı “Bakış Mektubu”nda olduğu gibi bu yeni kitabında da bir çok dosta ve dost kaleme kitabın ilk bölümünde yer vermiş. Bunlardan Mehmet Ali KALKAN’ın kendisine ithafen yazdığı şiirde onu çok güzel anlattığını düşünüyoruz. İşte o şiirden bir dörtlük;
“İpek kozasından kuzine çıkmaz
Deniz bilinenler dizine çıkmaz
Sevgi sende elbet izine çıkmaz
Şiir dünyasında önder ağabey”
Hemen ardından da örneğine yeni rastladığımız değişik bir şey yapmış ve “Şâirlerimizde Ölüm Korkusu” başlıklı bir araştırmasını da okuyucusuyla paylaşmış Halil ağabey…
Önceki kitap ve şiirlerinden de biliyoruz ki, Halil SOYUER toplumun gündelik hayatta konuştuğu dilde şiir yazar. Ve büyük bir maharetle başkalarının kullandıklarında yadırganacaklarını düşündüğü bir çok kelimeyi gönül imbiğinden geçirdikten sonra şiir dünyasına kazandırır. Bunu öyle bir hassasiyetle yapar ki, okuyan her insanın yüzünde bir tebessümün belirmesine yol açar. Bu kitaptaki “Rica” başlıklı rubaisi bu başarıya en güzel örneklerden birisi;
“İnsan beyni, saatlere pil takıp
Elleri kurtardı kurma işinden
Avcılarda tüfeklere gül takıp
Vazgeçseler artık vurma işinden”
1950’de yazdığı “18 Mart” başlıklı kahramanlık şiirine de ilk kez bu kitapta yer veren SOYUER’in “Olsa” başlıklı şiiriyle hâlâ umut dolu bir yüreğe sahip olduğunu, “Yeter” şiirinde nadiren de olsa tahammülsüzlüğünü hissettiğimi, “Başkadır” şiirinde ki tespitleri ile de, hayat tecrübesini konuşturduğunu görüyoruz., Kısacası hayatta ne varsa onun şiirlerinde bulmak mümkün.
“Sesleniş” adını verdiği ve buraya almakta fayda gördüğümüz şiirinde de, torunu yaşında ki benim gibilere taş çıkartacak güzelliklerle karşılaştığımızı söylemeden geçemeyeceğiz.
“Gönül şenlikleri senle başlamış
Senle mana bulmuş naz bu dünyada
Zeytin gözleriyle konuşsun diye
Bir sana verilmiş söz bu dünyada
Gönlün engindedir gözün yukarda
Hal mi kalır seni gören bekarda
Benim gibi seven tek- tük çıkar da
Senin gibi fettan az bu dünyada
Göklerden mi indin, soyun nereden?
Desti doldurursun kuru dereden
Geçtiği her yanı yerle bir eden
Canlı afet misin kız bu dünyada
Baharı bekler ya çiçek dallarda
Tam işte öyleyim, gözüm yollarda
Kaybolup gidecek herkes yıllarda
Bir senden kalacak iz bu dünyada
Sevgiyi gönlüme sen oldun eken
Gül diken olmadı, gül oldu diken
Cihan karşı gelse canım sağ iken
Kondurmam üstüne toz bu dünyada”
Cenab-ı Allah’tan şiir tadında hayırlı ve uzun bir ömür dilediğimiz Halil ağabeyin bundan sonra da bizleri yürek yangını dizelerden mahrum bırakmayacağına inanıyorum…
Mümtaz Beğen
İLGİNENLER İÇİN KİTAP İSTEME ADRESİ
Halil SOYUER
Hoşdere Cad. Tomurcuk Sok. Nu.13/4
06540 Y.Ayrancı / ANKARA
