Her ayrılışımda
Şehr-i Dersimin
mahcup gülüşlü kadınından;
apansız bir fırtına kopar içimde.
öksüz damlalar halinde
dökülür dalgalar penceremden ,
belirli belirsiz.
dayanamaz buna deniz.
beyhude bir kederle
kıyıya vurur kendini.
ve ben yaşarken derinliğine seni,
şehr-i dersimin mahcup gülüşlü kadını,
fırtınalar koparken içimde;
gökyüzü silikleşir giderek.
gün umut yüklüyken üstelik.
ve daha aydınlatmaktayken ömrümüzü
gökyüzünün masum çocukları.
ak saçlı kadınlarımız
eteklerinde ak günler taşımaktayken
hala onlara.
çocuklar çığlık çığlığa koşmaktayken
maviliğe.
zamana sıcak gülüşler katarak
geçmekteyken yaşam,
on üçüncü yıldız da düştü
gökyüzünden.
yüz sekseninci gününde
sessiz çığlığın.
Rivayettir;
Derler ki ne zaman bir yıldız
kayarsa gökyüzünden.
dilekler yerine getirilir
maviliğin tanrıları tarafından.
oysa şimdi ;
acımasız zamanında tarihin,
ne zaman gökyüzüne baksa
ak saçlı kadınlar.
ve ne zaman nasırlı avuçlarını açıp
yalvarsalar maviliğin tanrılarına,
umutlarımızın kar taneleri
kopup birer bir er ,
sığınırlar beyazlığına kadınlarımızın.
bu yüzden saçları
yıldız yüklüdür onların.
ellerinde kar taneleri
karanlığa karşı inatla yürürler.
ne var ki kimse duymaz onları.
seslerine ses katmaz
bir allahın kulu..!
ve iki bin birinci tarih olabildiğince arsız.
çoğalır giderek ak saçlara düşen yıldız.
gün gelir;
dipsiz bir kuyudayızdır artık.
sorar saflıkla çocuklar
nerde o parlak yıldızlar?
Artık çok geçtir.
Çoktan küsmüştür bize
Gökyüzünün çatal yürekli çocukları
Ve çoktan gitmiştirler bir bilinmeze.!
Sen şehr-i dersimin mahcup gülüşlü kadını
Sen terk etme sakın
Saçlarındaki parlak yıldızları.
Saçların aklaşıncaya dek.
Gökyüzünün en parlak yıldızı
Oluncaya dek.
17.04.2001.
A.E.COŞKUN