Bu gün sevgi üzerine bir şeyler yazmak geçiyor içimden. Fakat hiç bu kadar zorlanacağımı tahmin etmiyordum. Tam bir saattir elimde kalem, düşüncelerim bulanık, hafızam silinmiş sanki. Ben ki, duygusal olduğumu sanıyordum. Duygularımın beni terk ettiğini ve aslında yaşamadığımı fark ettim. Aylardır bir kıta şiir bile yazmadım. Antolojideki şiirime yorum yazan bir dostun “ Bu dizeleri yazan şairin bir yıldır hiç şiir yazmamış olmasına inanamıyorum” dediğini hatırladım. Bir şeylerin değiştiğini, ya da yok olduğunu şimdi daha iyi anlıyorum.
Oysa ”gözle bakıp gönülle görmek” hayat felsefemdi benim. Gönlüm gözümün her baktığı şeyde mutlaka bir güzellik görür, mutlu olurdum. Şimdi neden bu sevgisizlik. Hayat dev bir ayna gibi. Bakıyor ve kendimi görüyorum. Heyhat…
“Hiçbir şey durmuyor aynı kararda,
Saygıdan eser yok sevgi firarda”.
Yolculuk yapıp geçmişe; çocukluğuma gençliğime dönerek hatırlamaya çalıştım sevdayı, sevgiyi, aşkı ve sevgiliyi.
Aşkım vatan, sevdam bayrak, sevgim milletim ve sevgilim Ülkü.
Milyonlarca genç aynı sevgiliye sevdalandık. Bize Ülkücü dediler.
Prangalara vurulduk. Zindanlara atıldık. Yandık, yakıldık ama yıkılmadık, yok olmadık. İhaneti de gördük, vefasızlığı da tattık.
Onu hiç mi hiç unutmadık.
Ben yaşlandım. Ülkü hala on beşinde, tam benim gönül yaşımda.
Masal gibi. Bir Cuma günü Malazgirt’ten girdik Sultan Alparslan’la Anadolu’ya.
Söğütte dikilen taze bir fidan kök salıp üç kıtaya, ulu bir çınar oldu.
Mazlumlara da yurt oldu zalimlere de.
Kurutmak üzereyken ağaçkakanlar bu ulu çınarı, iki yüz elli bin şehit Çanakkale’de suladı kanıyla mübarek toprağı, vatan oldu.
Bir güneş doğdu üzerine Samsun’dan. Sakarya kalkıp ayağa doğruldu. Yedi düvel kahrolup, Akdeniz’de boğuldu.
Yeniden yeşerip yükselerek semaya. Çiçek açtı umutlar sanki Kızıl Elma’ya.
Gaflet, dalalet ve hıyanet üçünün ördüğü kara bulutlar kaplıyor semayı. Sevgisizlik ve ihanet taşıyan bulutlar. Gözümü de gönlümü de kaplayan bu pus.
Hayat dev bir ayna ve ben puslar içinde beni görüyorum mahpus.
İsyanım, tekerrür etmek isteyen tarihe benim.
Dağıtın bulutları, Güneş değsin gönlünüze.
Neresinde hissediyorsanız kendinizi bu kutlu masalın. Ruhunuzu şeytana satmadıysanız eğer.
Bu vatanı, bu bayrağı ve bu milleti sevmek için mutlaka bir sebebiniz olacaktır.
Vatan hepimizin, millet hepimiz, bayrağımız namusumuz.
Ben, TÜRK olduğum için.
Sen, kendini TÜRK gibi hissettiğin için.
O.TÜRK vatandaşı olduğu için.
Seveceğiz.
Sevda, Sevgi, Aşk ve Sevgili
Oysa ”gözle bakıp gönülle görmek” hayat felsefemdi benim. Gönlüm gözümün her baktığı şeyde mutlaka bir güzellik görür, mutlu olurdum. Şimdi neden bu sevgisizlik. Hayat dev bir ayna gibi. Bakıyor ve kendimi görüyorum. Heyhat…