Severek Üzülmek

Ben paranoyak mıyım demeyin,aşıksan paranoyaksın arkadaş! Onun her dediğinden,her hareketinden,her bakışından bir anlam çıkartmıyor musun? "Aaa,oğlum mesaj atmış bana,bişey hisstmese atmaz" ya da bir kankanız gelir,ki kanka kelimesinden dehiç hoşlaşmam;dejenere topluluk edebiyatı işte, "Kanka,hatun sana karşı boş değil,görmedin mi nasıl bakıyordu sana? " şeklinde bir yaklaşımda da mı bulunmadı hiç?

yazı resim

Endişelendim...Suratı asıktı,fakat daha once hiçbir arkadaşım için bu derece endişelenmediğimi farkettim...Kafamda dolaştı durdu bütün olasılıklar,aklıma ilk önce gönül acısı geldi...Hani insan sever ya acıyı bazen,hani yıkar ya tüm dayanaklarını. Öyle yıkıldım ben de.Yıkılışın da iki türü vardır aslında bu konuda;severek yıkılmak,elinden kacırmaya yıkılmak.O zaman severek yıkılmayı açalım...Severek yıklımak aslında onun uzuldugu şeyin kendin olmasını istemek değildir,onu üzen kişinin yerinde olmayı istememektir.Daha ziyade neden üzüldüğüne üzülmektir sorgulamadan.Sadece bir üzüleni olmadığı için üzülmek değildir severek üzülmek...Severek üzülmek aslında birinin senin için üzülmesini istemediğin duygudur.
Bencil duyglardan uzak tutalım hadi tüm geçmişimizi.Aslında pek de biri dedi diye birşeyi yapmak istemem ama bu seferlik en azından ben istedim diye yapın hadi.Birini sevdiniz,fakat olmadı. O sizi sevmedi;her aşk mutlu olacak değil ya... Sizinki de mutsuz aşklar bölümünde bir yer edindii,fakat hergün görmeye devam ediyorsunuz Juliet'inizi,duruma göre Romeo'nuzu.Ve O'nu üzgüngördünüz. "Acaba biriyle mi beraber de o üzdü onu bu kadar. Ondan suratı asık böyle" diyip eşine az rastlanır bir paranoya ile yaklaşmadınız mı duruma?Yoksa ben türürmün tek paranoyağı mıyım?
Ben paranoyak mıyım demeyin,aşıksan paranoyaksın arkadaş! Onun her dediğinden,her hareketinden,her bakışından bir anlam çıkartmıyor musun? "Aaa,oğlum mesaj atmış bana,bişey hisstmese atmaz" ya da bir kankanız gelir,ki kanka kelimesinden dehiç hoşlaşmam;dejenere topluluk edebiyatı işte, "Kanka,hatun sana karşı boş değil,görmedin mi nasıl bakıyordu sana? " şeklinde bir yaklaşımda da mı bulunmadı hiç?
İşte bu paranoya ile yaklaştıysan onun üzüntüsüne,elinden kaçırmaya yıkılmaktasındır.Aslında hepsi aynı yola çıkar,sevmesen üzülmezsin,sönmüş olsa içindeki yangınlarüzülmezsin.Arkadaş yerine koyamadıysan hâla üzülmezsin,en azından yıkılmazsın... Ancak severek üzülmek kadar yüce değildir benim gözümde.'Severek üzülmek' çözüm arar mesela,fakat 'elinden kaçırmaya yıkılmak' aramaz,sadece sevipte karşılık bulamayan tarafı ilgilendirir;yapıcı değildir ve sadece seni yıkar,yıktığıyla kalır.Oysa ki 'severek üzülmek' yorucudur,efor ister,zor zamanlarda krtik kararlara yöneltir adamı,fedakarlık gerektirir. Yeri gelir tüm olasılıkları zorlar ona yardım etmeye çalışır,yeri gelir onun yerine ateşe atlarsın.Aynı zamanada çözüm arayarak üzülmektir 'severek üzülmek' çünkü onun üzgün olması yakar içini,buna bir son vermek için her yolu denersin.Karşıllık da beklemezsin kesinlikle.Onun bir tebessümü bile yeter o vakit,tüm dünya mırasının önünde serilmesine...
Aslında herşeye üzülürsün,ama ona başka üzülürsün.Seversin ama elini tutamazsin üzülürsün,başkası onun elini tutar üzülrüsün,senin elini başka biri tutar hesapta yokken yine üzülürsün;o,senin yerine onun elini tutan yanlış tutar,canını acıtır onun,yine üzülürsün.Seversen üzülürsün,severek üzülürüsün.Aşk o dur ki o ne yaşarsa ortak olursun,eğerbu ortaklıktan onun da haberi varsa herşey normaldir aslında;eğer yoksa... Zor...

Başa Dön