Sen ne zaman bu kadar büyüdün bebeğim? Sanki tay tay durmadan kocaman adımlarla koşuyorsun yaşama. Hiç bırakma istiyorum elimi. Koruyayım seni yaşama dair her tehditten. Elin kayarken şimdi elimden, garip bir çaresizliğin esareti altındayım ben. Eğer bırakmazsam şimdi elini, sağlam adımlar atamayacaksın geleceğe. Kendini bulmak, kendini bilmek, kendi adımlarınla yürüyebilmek zorundasın. Biliyorum yapmalısın bunu. Büyümek bunun adı...
Anne olmak işte tam da bu demekmiş. Tam da bu noktada anlarmış insan anne olduğunu. Çocuklar büyür, anneler ve annelik hep küçücük kalırmış. 19 yaşında, soğuk bir Kasım sabahında, pembe beyaz, dünya güzeli bir kız bebeğin kollarıma verilmesiyle başlayan macera, hayatımın başlı başına anlamı oldu zamanla. Sen gelsen de kızım olarak 18 yaşına, içimdeki büyümeyen anne hala 19 yaşında. Gözümün önünde ol istiyorum hala. Adımların denk düşsün istiyorum adımlarıma. Korunası, öpülesi, koklanası, küçücük bir bebeksin gözümde. Yarın büyüyor, büyüyor, dar geliyor bu gece yüreğime...
Kanatlarımın altından eksilme istiyorum, gözüm hep olsun üzerinde. Sonra farkına varıyorum ki artık senin de kanatların var uçmak için kendi geleceğine. Düştüğünde, kendi kendine kalkabilmelisin artık. Küçücük ellerinde yaşamın büyük sorumlulukları şekilleniyor. Hamurun yoğrulsa da benimle, son halini verecek olan sensin öz benliğinle...
Güvenim tam Sarı Şekerim'e. Güçlü, akıllı, sağlam temellerle bağlı güzel bebeğim geleceğine. Bakma sen annenin sulu gözlülüğüne, bal damlası gözlerinin bir gülüşüne sererim tüm dünyayı önüne...
Açık olsun yolun bebeğim. Kendi adımlarınla koyul artık yoluna. Sevgi dolu kollarınla kucaklansın dünya. Şimdi gerçekten büyüyorsun, küçücük bir kız kalsan da hep annenin yüreğinde. Unutma; koşulsuz sevginin adısın sen. Sevileceksin her an, her yerde bu kalpte. Gül yüzünde ışıldayan sevgi olsun hep, tüm dualarım seninle. Koyul yola sevgiyle. Sevginin büyüttüğü bebekler hep gülümserler evrene. Seni seviyorum canım kızım, anlatmaya gücümün yetmediği bir sevgiyle...
09.09.2008 00.43