Seviş üstüne:
Bir akşamüstü varırsın kalbini bıraktığın o ücra kasabaya… Sokaklarda uğuldayan sarkık yüzlü köpekler gibi adımlarsın karanlığı… Bir tren garı bulup sokulursun. Gitmek yada kalmak? Ne ki aklındaki? Sağsalimlik vardır serde, daha ölmediklik…
Bir uçurum ürkekliğinde arşınlarsın uzun derin koridoru.
Sefil diyen gözlerde küçülür de küçülür suretin… en önce çarpılacak omuzdur omzun. Bir kavgada iki yumrukluk can kestirimidir bedenin… Üstünden geçmeleri, seni görmemeleri… Bir sağıra seslenir gibi avazlanmaları… Bir köpekten kaçar gibi uzaklaşmaları… İğreti bakışları gözlerinin…
Say ki hepsini geçtim. Sensiz bir istasyondan nasıl geçilir sevdiğim?
Makinist çalıştırır kara uzun yılanı…
Çığlık çığlığa kaçışır bütün gar kuşları…