***
silkinip
çıktım hayatından
alıştım
ayağımı nasır eden ayakkabı gibi
yüreğimi kanatan
yokluğuna
ayağımın
sağlam yerde olduğuna
emin olunca
brakdım elini
kalp ameliyyatından çıkmış
adam gibi
gözlerimi açtım sensizliğe
talebe iken her seher
annemin süzdüyü çaya
üç kaşık şeker tozu katıp
telesik kafama çekdiğim geliyor aklıma
yokluğunu da öyle kattım canıma
silkinip çıktım hayatından
parmağı yanmış çocuğun
her defasında
harı görünce
“cızz” demesi gibidir
seni sayıklamam
seni farkına vardığım
günah gibi
terk ettim
doludan kaçar gibi kaçdım
olay yerinden uzaklaşan gibi
uzaklaşdım senden
silkinip çıktım hayatından
tezkeremi aldığım gün
arkaya dönüp
ömrümün bir yılı geçen o yere
nasıl baktığımı anlatamam
işte o gün öyle baktım sana
öyle terk ettim seni
silkinip çıktım hayatından
havada salındıkça
kaybolan
sigara dumanı gibiydi
hayalin
seni yitirdim yokluğunda
kendimi atınca boşluğuna
sürtünme küvvetinin etgisinden
alışıp yoka çıkdın
seni yitirdiğim yerden
senin olmadığın yere
gelene kadar
seni yitirdim yokluğunda
zor olanı unutuncaya kadardır
unutdukdan sonra
adam öyle sanıyor ki
hiç sevmemiş
bakır ki ölmemiş
kurşun kolunu sivirmiş
...silkinip çıktım hayatından...