Göz kenarlarımıza kazınan çizgilerin
Şerefine içelim küçüğüm
Kaldıralım kadehleri
Dilsiz kabullenişler eşliğinde
Sormayalım yıllar mı
Yoksa başka alyanslar mı
Ağartan şakaklarımızı
Sen
İki kere ağla
Biri benim için
Eylül sancılarından
Güz olalım
En büyük sırrımıza
Sadece bana gülümserken
Dudaklarında uç veren
O utangaç kıvrıma
Islaklığını unuttuğum ağzının
Şerefine içelim
Sen
İki kere üşü
Biri benim için
Zemheri ayazlarından
Kış olalım
Tütün gibi sessiz ve mukaddes
Savrulsun dumanı yaşayamadıklarımızın
Cehennemin kapısını
Hafızadan yapmış olmalı Tanrı
Biz bu akşam
Unutamadıklarımıza içelim
Sen
İki kere tomurcuklan
Biri benim için
Nisan dallarından
Bahar olalım
Meze edelim küçük dokunuşlara
Geçmişe gömdüklerimizi
Bilirsin
Hep genç kalırmış geç kalışlar
Çekingen, tutuk ve saygılı
Masamızda dar vakitlerin hayaletleri
Necatigil Behçetin ruhuna içelim
Sen
İki dilek tut
Biri benim için
Hıdrellez ateşlerinden
Yaz olalım
Maksat aşk olsun küçüğüm
Varsın kavuşmayalım