Şairin güncesinden
siyahı hiç sevmem,
itici gelir bana,
çok eskilerde kalmış
bir acıya çekebilir insanı,
durduğun yerde kederlenirsin,
uçurumlar açılır önünde,
tutar kör kuyulara düşersin.
Şairin seyir defterinden
siyahı çok sevdim,
güneş batmasın istedim,
simsiyah gözlerden söz ediyorum size,
gün ışırken henüz, vakit erkenken
bir kez daha göreyim dedim,
bir kez daha !
gülümsemesiyle açılıyordu perde,
yüzünün rengi, gözleriyle
tarifi olanaksız bir uyum içinde
birleşince,
insan, başka âlemlere gidip te
gelmiş sanıyordu kendini,
toparlanmak zaman alıyordu,
sonra düşünüyordun,
acaba diyordun,
o bir çift siyah göz,
bambaşka bir âlemi mi yansıtıyor sana
yoksa tatlı bir sarhoşluğun
içine mi çekmekte seni,
bunu bir türlü anlıyamıyordun,
bir parça esrar kullandığını farzet,
başın döndü, sersemledin,
bin türlü dalgaya düştün,
en kötüsü,
gözlerinin içine baka baka
derin bir sevda çukurunun
dibine, en dibine doğru
düşmektesin,
düştün bile,
ama bile bile düştün,
intihar gibi birşey bu,
belki de bir tuzak,
olsun dedin,
olsun !
ister intihar olsun,
ister tuzak,
o siyah gözlere az bile.