eylül bitti derken
ekim de gitti
sonbahar’ın uzaklaşan ayak sesleri geliyor kulaklarıma
denize baktım
karıştım
arındım sularında
aşk böceğiydi adım
melektim
minik kuştum
vuruldum
etrafa saçılan tüylerimde,
kanlı bir ağıttır suskunluğum
kime dokunsam
biraz kırgın
biraz yorgun
biraz ağlamaklı
hep vurgun yemiş tarafından yakaladım aşkı
hep yaralı yanağından öptüm
bilmiyordum
çocuktum
haydi koş gel dediler
gittim ama
yoruldum..
karanlık dolaplara sakladığım,
gece elbiselerim var
şimdi kadınlığımı da yıkadım
ütüledim
yanlarına astım
hadi beni kandırın
inanabileceğim bir yalan söyleyin yani
alışkın değilim ama bu defa başka
beni şımartın
abidin dino aslında yapmıştı mutluluğun resmini
sakladı
ya da denize attı
onu bulmaya gidiyorum
aramızda kalsın ama
bu sırrımı saklayın..
bir süre daha anılır belki adım
şerefime bir kaç kez daha kadeh kaldırılır
sevdiğim bir şarkıda,
telefonuma düşer bir kaç ses
“nerdesin be hatun?” denilirken,
kulaklarımın pası alınır
olur da göç edersem bu diyardan
aşındırdığım bir sokağa değil,
bir denize verilsin adım
dalgalar nasıl olsa sarmalar beni
ben denizi sokağım sanırım..
biliyorum
taşlı girit sokaklarında bıraktım çocukluğumu
rembetiko söylerken babama vuruldum
hatırlıyorum da
ekmek arası balık tadındaydı gecelerimiz
ezgiler fırlardı akordiyondan
kanundan
utdan
midilli göz kırpardı her gece karşı kıyıdan
çocuklar parklarda oynar,
ninnilerle kandırılırken
beni şarkılar uyuturdu
küçüktüm,miniciktim
bu yüzden şarkıları annem ve babam bildim
ey deli çocukluğum
ey deli yaşam
eylül bitti derken
ekim de gitti
sonbahar’ın uzaklaşan ayak sesleri geliyor kulaklarıma
denize baktım
daldım
kayboldum anılarda
aşk böceğiydi adım
melektim
minik kuştum
vuruldum
etrafa saçılan tüylerimde,
kanlı bir ağıttır suskunluğum..