“Durduracağım göğsümü yakan bu sızıyı…”
Pişmanlık yıkılır… İki damla gözyaşı düşürür tüm sözcüklere…
İçinde çorak duygular büyütür,
İncecik bir dal gibi çelimsiz kırılgan…
Uçurum kenarı intiharında beden… Çaresiz…
Daha dünün mağrur bakışlı yürekli adamı…
Ayrılıkların tek gelir, tek gider
Bakışına secde etmiş gökyüzünde
Yayla dumanı gözler…
Ölümün kanlı kokusunu duya duya ensemde,
Kaç kansız vurdum bu iç çatışmada,
Kaç kez vuruldum, kaç kez öldüm,
Kaç kez titreyen sazımın telinde buldum teselliyi,sorma.
Hangi iklimde kaldı yüreğimin dağılan hangi yeri?
Bakma gözüme sevgili, bu gözler sensizlikten ölü,
Nehirler geçiyor yüreğimin yamacından,
Sorma, bu çağlayan ölüyor al da git düşlerini.
(Gidersem Beni Sana Sorarlar adlı şiir kitabımdan...)