adımlarım uzaklaştırıyor beni
kirletilmiş bir kentten gidiyorum
hava barut yanığı
vah benim yarınlarım
gözleriniz şimdiden kırmızıya aşina
kaçaklar dolusu bir yolculuktayım
yüreğimi ısırmışım
toprağın kokusu ciğerime kazındı
kavgalı anılarımın törpüsüyle
yontulmuşum
bu umutla birgün türkülerle dönerim
ayaklarım batıyor asfalta
çakılmak istiyorum
heeyyy ustam
duyumsa işte
yine senin memleketin
hâla kan ile revan
umudumdur
surların kara taşlarının tanık olduğu sevdalar
yere göğe sığdıramam
anlatsam bir ömür dolar
dayanmaz bu yürek
titrer son demindeki serçeler gibi
kalır gülüşüm dudaklarımda
diyarbakır kavga dolu aşk dolu
yazı sıcak kışı kar ile dolu
türkülere işlemişler bu şehri
asiliği dicleden deli dolu
dedim ya bu şehri bırakıyorum
seni sana emanet ediyorum diyarbakır
alışamadın böyle zamansız ayrılıklara
yüzlerce yıl bağrından kopan çocuklarına ağladın
sesini duymadılar
vebalin ağır
taşıyamam
kuşatılan yanımda sana benzerim
birgün döner toprağınla bezenirim...