Gün olur babandan işitmediğin azar, ailenden görmediğin ceza bir kış günü suratına ince ince vuran kar taneleri tarafından yerine getirilir, üstelik tanımadığınız, daha önce hiçbir yerde karsılaşmadığınız, birbirine hiç benzemeyen milyonlarca kar tanesi size adını koyamadığınız bir hırs ile ceza verirler. “Sebepsiz hiçbir şey yoktur” beylik sözü ilahi bir çok anlam yükler yaşadıklarınıza. Biz aradığımız aşkları bulamamaktan dem vururken, birilerinin hayatlarını alt üst etmelerimiz keser yollarımızı....
İlahi adalet anlamlanır ve sorgulama başlar. Aslında batıl inançlarınız yoktur. Kim bilir tanrı ile aranızda farklı diyaloglar yaşamaktasınızdır. Dünyaya kendi gözlerimiz ve irademizle bakıp bizim gördüklerimizle ilgilenmekteyizdir. Başkalarının bizlere duyduğu ilgi nedense hep göz ardı edilir. Ve geride bizim görmediğimiz bahar bakışlılar, gülüşünden bihaber olduklarımız, sıcağı hiç tatmamış sevgililer bırakırız.
Ve kendimizi hiç keşfedilmemiş, kimsesiz kıyılarda sürtmüş kelimelerin ifade edemediği aşkların kahramanı olarak görürüz. Söylemlerimizi hep üçüncü şahıslara ithaf ederiz..
Başladığımız her konuşmanın başındaki “ben” sen olur. Ve var gücümüz ile aşkı tarife başlarız; hep yarım kalmış aşk hikayelerimize inat…
Her yenilgide susma hakkını kullanır aşıklar....
Yoksa susmalı mı...
Yavuz İgret
(05-03-2004)
] ]