Ten Kafesinde Parmaklık ve Yalnızlık

yazı resim

Lutgölü benzeri bir yanlızlıktayım.
Çevremde insanlar, kimi dostyüzlü, kimi içten pazarlıklı, ama hep uzak duruyorlar bana...kınamıyorum, kızamıyorum...
Saklandığım kuytularda, hep bir hayal yolunda ve sınırsız bir kalp ağrısıyla, içimde çığlık atan bir mahkumun sesinde üşüyorum.
Kimse görmüyor içimdekini...

Hep bir yol bulunur diyorum yarın, her gece dönerken yatağında yüzden fazla, bir uyuyup uyanayım, yeni bir günde bir çare bulunur herhalde bu sese, bu sızıya diyorum.
Kendimi avutuyorum zaman ırmağında...

Ben dünyanın en şansızı, tüm zamanların en haksızı, tutarsız, zararsız yaşıyorum kıyısında bir yerde hayatın, kimseye farkettirmeden.
Gülücükle bazenmiş, kayıtsız bir yüzle...düpedüz sırıtıyorum...

Sonsuzluk ve yoklukta gitgeller içinde sürünüyorum.
Çoraklaşan gönlümün kupkuru kusursuzluğunda ve firar etmiş akıl mektebinden, ben
Ten kafesinde parmaklık yokmuş, öğrendim...

Başımı yastığa koyduğum her gecenin ortasında, küçüklüğümün şaşkınlığında yakalıyorum kendimi.
Sanki bir dev balonun içine hapsolmuş küçücük, minnacık bir insancığım.
Şuurum, duygularım, fikirlerim boyutumla orantılı, her geçen gün küçülüyorum...

Başa Dön