I
Acil kapılarından hep yalnız çıktım ben…..
Defalarca yitirdim sevdiğimi
Her defasında bir başkaydı ölümünün sebebi,
Hastane kapılarında geçti gençliğim…
Ben ilk yardım öpücüğü cahili,
Buram buram kan kokardı ellerim.
(yara sarmayı o zamandan bilmezdim)
tüm sirenlerden korkum ezelden,
bildik acil kapılarında önce ben bayılırdım
saçlarıma sinen eterden…
doktorlar tanıdık, reçeteler hep aynı,
ne ilaçların adı var,
ne hastanın kaydı…
ve doktorlar şaşardı,
ben yaşardım.
II
Teşhislerim hiç şaşmazdı morgların grisinde…
Defalarca teşhis ettim sevdiğimi
Her defasında ona aitti ölünün bedeni,
Vakitsiz telefon çığlıklarıyla açılırdı hep gözlerim…
ölü vücutlar derneğinin asil üyesiydim,
çekmecedeki mor bedenlerde gezinirdi hep ellerim.
(o zamanlardan kalma sıcak bedenlere özlemim)
tüm renklerden korkum bundan,
kırmızısına hasretken akan kanın,
hep karşıma çıkan mordan…
renkler tanıdık, isim hep aynı,
ne beyaz kefeni var,
ne gri mezar taşı…
(her defasında üzerinde bir avuç toprak biraz gözyaşı.)
ve toprak çatlardı,
ben ağlardım.
III
Açtığım tüm davalar düştü benim…
Defalarca dava açtım sevdiğim adama
Her defasında ertelenme pahasına,
Israrlı tarihsiz mahkeme tutanakları posta kutumda…
Ben tarifsiz acıların kurbanı,
Duygularımın tecavüzüyle suçlardım sevdiğim adamı.
(ve son söz hakimin tokmağı.)
faili meçhul cinayetlerden korkum ezelden,
bedenimi müebbete çarpan kederden,
kararı verilen asgari bedelden…
mahkeme duvarları tanıdık, hakim hep aynı,
ne sarı dosyalarda tarih var,
ne ödenecek bedelin tutarı…
(her defasında kulağımda topuklarımdan çıkan sesin imdadı)
ve ben giderdim,
davam düşerdi.
yeşim kırlı