Tuğla
Sıkılırsın
Sürekli dönmesinden günün geceye
Süreklilikten
Uzun sürmeye başlar anlar
Hükmün kalmaz
Zamanlar akar
Aşklar, arkadaşlıklar, maceralar
Bir eski zaman hikayesi olur
Çocukluğun
Gençlikteki başarılar
Hep aynı terane
Yılmaz bir tutucu olursun
Sözlerin uyutucu
Bir başkasıdır genç artık
Bir başkası…
Sıkılırsın
İnsanlardan, kendinden
Yinelenmekten
Koskocaman evren
Ve miniminnacık sen
Haçlı saldırısına uğramış küçük bir Filistin kalesi komutanı olur
Kılıç sallarsın Don Kişot’tan miras kalan düşmanlara
Yorulduğun anda benzediğini fark edersin miskin bir ihtiyara
Uçsuz bucaksız yalnızlık çölünde akrebini ararsın
Bilirsin ki sen çarpılıp, toplanıp, eksiltilip arta kalansın
Anlarsın
O ilk tuğlanın
Aslında
Yanlış konulduğunu
Bir tuğla olmak istersin
İnşasında birinin
Doğru bir ilk tuğla
Oysa sen
Çölünde bir kralsın
Askersiz
Müslüman
Haçlı seferine karşı duran
Bilirsin
Sorun tuğla olmakta
Doğru bir tuğla
Kimseyi sıkmayan