Türk İslamcıların Şovenizmi ve İdeoloji Çrümüşlüğü - 5

Gelelim Emevi İslamcıların “Ebu Zer” söylemleri ile “Selahaddin-i Eyyubi” kahramanlığını birleştiren sentez aymazlığına!

yazı resim

//Kudüs’ün adına elde etmek istediğiniz kutsallarınız batsın!//

Ali’nin on yıllarca süren suskunluğu, Hasanın yevm’ü sabat-ı, Huseyn’nin Kerbelası, Seccad’ın duası, Bakır’ın ilmi, sadık’ın fıkhı, kısaca peygamber ve Ehl-i Beyt’in mesajındaki öz ile bütünleşen Humeyni ve kendi yörüngesine bir kez daha oturtulan “Muhammedi İslam”ın, mavera ikliminin esintileri!

İslam’ın ilk dönemlerinde siyaset, sanat, tarih, felsefe, edebiyat, sosyoloji sair konularda şaha kalkan ümmete musallat olan Emevi hanedanı ve bu hanedanın musallat olduğu günden bugüne, bir daha kan ve zulümden kurtulamayan ümmetin yazgısı…

İslam dünyasının geliştirdiği medeniyetin öğretileri ile bugün hala medeni olmakla övünüp duran batı dünyası! Yeniden değerlerimize ve doğru birikimlerimize ulaşmamak, onunla yeniden dirilmemek, seslerimizi birleştirmemek adına Cemeran piri’nin yükselttiği sesi kısmak, onu öcü göstermek, Kerbela yaşatmak, hiç değilse coğrafyasında boğmak, olmadı ambargoyla cezalandırdığını ilan-ı aşikâr ederken, yanıldığını nerden bilebilirdi ki?

Oysa o yaşlı fani, beyinlere vurulan kilitleri kırmanın yöntemini ve everende çizilen sınırları kaldırmanın gizemini…

Peki, bunun Türkiye İslamcıları ile ilgisi ne?

Yeniden şaha kaldırılmak istenen Türkiye, dünün Osmanlısından ya da bu günün Mısır’ından daha Sünni bir devlet olamaz. Şu halde sorun ne?

İngiltere imparatorluğu; hasta adam olarak ilan ettiği Osmanlıyı yıkıp, hasta adamın organlarını gelişigüzel çevreye saçarak var olan tablodan daha bir berbat tablo nakşederken, Anadolu’yu kendi kültürlerine öncülük edecek konumunda olan bir azınlığın iktidarına vermeyecek kadar ileriyi görmemezlik edemezdi!

Ne oldu, ne değişti de İngiltere Türkiye’yi kurdurup devlet olarak tanıdığını şimdilerde ABD, bizatihi siyasal rol önderliği vererek, balkanlardaki şehir devletçikleri, Kafkaslardaki hanedanlık cumhuriyetleri ve en önemlisi Ortadoğu bölgesine açılmasında bir sakınca görmüyor?

...!

Ortaçağ Avrupa’sı konumunda olan İslam dünyası, sözsel İslami mirasındaki ucubelik ve çürümüşlüğüne rağmen, neyi İslam adına yüceltip yükselttiklerini nasıl iddia edebilirler? …..’i inancına/….’i cenahın inancını kınamıyoruz!/ dayanan kanatlıların kurban olarak sunulup sunulamayacağı, delillerini ilmi ve fıkh’i(!)ispat adına gündem olarak aylarca medyada ateşli tartışmalar yapan, dünyanın en ilkel totem din mensuplarını aratmayacak kadar çift kimlikli İslamcıların olduğu ülke! Emperyalizm için orta doğuyu toptan işgal maliyeti daha pahallı olduğu için Türkiye ve İslamcılarına biçilen rol!

Peki nasıl?

Kürdistan’ın illegal medreselerinde özellikle son 5 asırdır klasik Emevi İslam’ı öğrenen hocaların varlığı, din adına yüzeyselde olsa Türk İslamcıların eksikliğini giderirken, söz konusu hocaların görüşleri Entelektüel izm ya da aydın adına kendi fikirsel üretimleriymiş gibi pazara sunmaları…

OECD’de İsrail’in üyeliğini onaylayan İslam devleti olmak ve demokrasinin işlerliğine örneklik açısından İslam dünyasına model olarak dayatılmak istenen Türkiye!

Aynı Türkiye’nin evet başka İslam’la övündüğünü söyleyen değil aynı Türkiye’nin Müslümanları, İsrail’e tepki gösteriyor-muş! Ne adına? İzzet Şahin için taksimde İsrail’i sözde protesto etmişlermiş!

Ca-ci-cu-ler-lar-mış-muş İslamcılığında Türkiye birinciliği kimseye kaptırmamaya ant içmiş, Türkiye’den başka bir ülkede bu kadar bol renkli göremediğimizi belirtmeye gerek var mı?

Türk İslamcılığında; Anadolu halkına biçilen rol figüran olmaktır. Senaryosu başkalarınca yazılmış, sahnedeki yerini almasına zerrece etki etmeyecektir. Biz sadece Türk İslamcıların düştüğü çelişkiye ve bu çelişkiyi süzemeyen Müslüman Anadolu halkına üzülürüz.

Aynı senaryonun ilhamcılarına I. Dünya savaşında da figüran olarak kurban edildik. Soğuk savaş diye yutturulan, Doğu ve Batı dünyasının güvenlik şeridinde yer alması gereken, tampon üçlünün ilk halkası Türkiye.

Orta doğuda Batı ve ABD’nin yavrusu olan İsrail’in korunması için bunların yedek karakol rolünü üstlenen Türkiye. İngiltere ve ABD ikilisi ile Hayber yenilgisini unutamayanlara üs olarak görevlendirilen Türkiye… Dönelim konumuza. Bugün Türkiye’nin, Afrika’dan Latin Amerika’ya, Latin Amerika’dan Asya’nın en uzak doğusuna kadar aradığı nedir? Neden daha önceden bu arayışa gerek duyulmamıştı? Hani Türkün Türk’ten başka dostu yoktu?

…?

Egemen küresel senaryocular Türkiye’ye yeniden oynaması gereken rolü neden Türk isyancı İslamcıları ihtiyacını da ekleyerek dizayn etti?

Olan bitenlerin, olgunlaşmayıp bitirilmesi gereken olanların birde arka boyutu var. Türkiye’de İslam âlimleri yok denecek kadar az, var olanların kahır ekseri Emevi İslam’ı geleneğinden beslenmiş, Tevhidin ve Vahdetin tabiata ve canlılara yansımasının nasıllığını…

İsrail’in, Gazze’de soykırım yaptığını söyleyen Türk yetkilileri, Ermenistan ve Asurların kadim tarihi ile birlikte bize yadigâr kalan Süryanileri nasıl tehcir dediği zulümle yerinden, yurdundan koparıldıklarını büyüklerimizin anlattıkları hüzünlü ayrılık anılarını, belleklerden sileceklerini sanarak, bu halkın gözlerinin içine baka baka yalan söyleyebiliyorlar. Oysa Müslüman emin olmalıydı! Elinden, dilinden…

Muhammed-ul Emin’in ümmeti olmakla iftihar ettiğini söyleyen kokuşmuş toplum. Hayatın her safhasına yaygınlaştırması gereken dürüstlük ilkesinin yozlaşmışlığı, Diyojen’in Atina sokaklarında elinde lamba gezdiği olayı anımsatıyor.

Oysa daha risaleyle görevlendirilmeden önce dürüstlüğü ile dillerde ve gönüllerde yer edinen peygamber; hizmetçisini azat ederek köleliği kaldırdığını ilan etmişti. Peygamberin günlük hayatın içinde yaşantısı ile yol göstericiliği, Mekke müşriklerince kınanmıyordu. Pekâlâ, neden mesajı topluma iletmekle görevli olduğuna dair sorumluluğu uygulamaya başlayınca, ilk tepki içinde bulunduğu toplumdan geldi?

Kureyş’izm in öncüleri kendilerine yönelik tehlikenin boyutlarını ve sonlarının nasıllığının LA’nın içinde barındırdığı reddiyede gördüler. Kureyşizm’iler; “La” baltasının İbrahim’i gelenekteki yerini ve etkisini, Bizans ve Sasa/zaza/’ni imparatorlarından daha iyi biliyordu. Esas açısından Kureyşizm’iler, İbrahim’i geleneğin öncüleri olarak kendilerini kabul ediyor ve bu geleneği sürdürdüğünü savunuyorlardı!? Neye LA? Bütün izmlere LA. İnsanı, insani değerlerinden uzaklaştıran bütün olgulara LA’dır. Sınıf, ırk, sosyal yapı farklılığı, imtiyaz, kapitülasyon Kureyş’in ve Mekkeli diğer kavimlerin bütün rezaletine LA! Âdemin Âdeme düşmanlığına, O’nu kendi kendine düşman yapan ne varsa “LA”! Filistin’in Mazlumluğuna ağlayan, timsah gözyaşları döken Türk İslamcıları, Anadolu evlatlarına dayatılan, Batının istediği ve 68 binden fazla can alan iç savaşa çanak tuttuklarını ve bu savaştan kimlerin ne elde ettiğini…

Olmaz böyle şey demek istiyorsunuz! Ne yazık ki bu böyledir. Anadolu’da potansiyel ve enerji birikimi var hem de Türk İslamcıların beslendiği enerji kaynağı, istismar edilip, kavmiyetçiliğe dönüştürmemek lazım…

Hayatımızın amacı bütün farklılıklara rağmen hedeften sapmamak, ne fertlere nede izm’lere takılmamak, zira bu tür kapanlar fikri donukluk, donukluğun nihai sonu ise fanatiklik ve faşistliktir. Tevhid’in amacı ise yapay bütün amaçlardan sıyrılmak, rotadan sapmadan hedefe odaklanmaktır. Hedef insanı-i kâmil…

Anadolu evlatlarına efendilik taslamak, onları ABD ve İsrail adına boyunduruk altına almak, köle edinmek, özgürlük adına geliştirilen küresel emperyalizmin Ortadoğu’daki taşeronluğunu, İslam adına öve öve bitiremeyen Türk İslamcıları!?

Burası Tel-Aviv değil İstanbul! Derken tezlerindeki sadakatsizliği, bir halkın gözlerinin içine baka baka, Bakar konumuna düştüklerini bilseydiler. Buyurun; efendileri sözde anayasa değişikliği referandumunu 12 Eylül 2010 da yaptıracakmış! Bu Amr bin as kurmazlığının arkasında yatan ucubeliği, bu satırlardan sonra okurlar belirlesin ve bir gün sonra oluşturulacak İslamcı medyanın gündemine baksın! İslam şovenizmi adına ne kahramanlıklar üretilecek….

Altan Tan ne güzel ifade etmişti.“Bunların politikalarının dışında bir tavır sergilediğiniz zaman siyasetten de medya dan da ticaretten de diskalifiye olursunuz”

Ve …

Gelelim Emevi İslamcıların “Ebu Zer” söylemleri ile “Selahaddin-i Eyyubi” kahramanlığını birleştiren sentez aymazlığına!

Sürecek…

Başa Dön