Uyuyan gece, ben değilim....
Uyuyan gece, ben değilim
Göz kapaklarım yorgun savaşçıları sayfaların.
Sabahı unutmayı mıhlamışım aklıma,
Beynimde düşünceler savaşı,
Kan gibi süzülüyor satırlar sayfalara.
Bir masa lambasıyla paylaşıyorum yalnızlığımı,
Bir amerikan sigarasının dumanında,
Vatan, millet diyorum kendi kendime
Sıkıyorum öfke silahımdan çıkan kelimeyi
Düşman bellediğim beyaz sayfaya.
Bir yudum nescafe daha gidiyor dudaklarımdan içeri
Dudaklarım dan kulaklarıma bir ince fısıltı,
Vatan borcu daha bitmedi.
Of çekiyorum, şimdi ne güzeldir Gölbaşı’nda Murat dağı
Karanlıktır, o büyük gölün ardına bir eski muhafız gibi bekler:
Dimdik.Ne kaçar ,Ne yıkılır nede savrulur düşman rüzgarların yumruğuyla.
Belim de çocukluğumdan emanet bir ağrı, sinyal veriyor.
Uzanıyorum.
Gökyüzünde kaçamak yapan bulutlar ,
Elimde bir yabani ot büküyorum,
Etrafta ördeklerin gürültüsüne karışan, serçe çığlıkları
Bakışlarımın kilitediği noktada bir alıcı kuş daireler çiziyor.
Birden güçlü bir ses, yok yok sanki bir kılıc kesiyor gökyüzünün sukunetini.
Kafamı kaldıramadan görüyorum onları demir kuşlar, uçuyor gökyüzünde
İçimde bir sıkıntı açıyor dünyaya gözlerini,
Evime bir yuvarlak bir taş düşüyor ; biliyorum adını
Aklıma gelmiyor, Sonra kulakları sağır eden bir ses
Hatırlatıyor bana taşın adını :bommmmmba...
Olamaz ..! koşuyorum evime , aslında alevlerin içine koşuyorum
Koştukça düşüyorum, alevler yakınlaşıyor,
Kalkdıkça ağlıyorum, evim ırak’laşıyor.
Sonra bir daha düşüyorum.
Sigaram sönmüş, terlemişim, yarım kalmış yazım,
Neskafe bardağı düşmüş yere parçalanmış,
Şükür diyorum rüyaymış.
laciverTT