Ya Gerçek Değilse Gerçeklerimiz?

Bu düşüncemi sizlere yunan mitolojisinden alıntı bir efsanesiyle açıklamak istiyorum wikipediadan edindiğim bilgiler doğrultusunda hikayenin kafamdaki eksik kısımlarını tamamladım.

yazı resim

Yaşamaktan korktuğu için intihar ettiği düşünülen onca insan var. Peki neden hiç kimse intihar etmenin mantıklı bir şey olabileceğini ya da her şeyden çok cesaret gerektiren bir şey olduğunu düşünmedi? Neden herkes bunu bir kaçış olarak gördü? Ya bu dünya da yaşamak ve ölmemek için elimizden geleni yapmak neydi? Ölümden kaçış değil miydi?

‘Bundan çok uzun zaman önce unutuş şehri diye bir şehir varmış. Bu şehir adını ortasından geçen unutuş nehrinden almış. Bu nehre giren insanlar, nehre her girişlerinde geçmişte yaşadığı acıları unuturlarmış ve yalnızca güzellikleri hatırlarmış. Nehir bunlarla da kalmazmış, insanların istediği kaderi onlara bağışlarmış. İnsanlar nehre girecekleri zamanı boğulmaktan korkmadıkları zaman seçmelilermiş, böylece en yüce güzellikler ve sonsuz hayat onlara bahşedilirmiş. Boğulmaktan korkanlar ise insanlıklarından olur, sonsuzluğun sahte bir görünüşünü yaşarmış. Boğulmaktan korkmayanlar ise gerçek sonsuzluğa yol alırmış, gerçek yaşamın en derinlerine... yani bizim deyimimizle cennete… Bunu çok çeşitli şekillerde yorumlayanlar oluyormuş, ama genel olarak boğulmaktan korkmayanların boğulmadığı düşüncesi hakimmiş… İçlerinden yalnız birkaçı farklı düşünüyormuş. Bunlar içinde de kendisinden en emin olan bir tanesi varmış, Lethe isminde bir genç. Düşüncesini hiç kimseye anlatmamış ve bir gün ansızın meraklı bakışlar altında nehre girivermiş. Onu bir daha gören olmamış. Şehir halkı onun da diğerleri gibi korktuğundan boğulduğunu düşünmüş… Lethe suya girer girmez sonsuz ışık demeti gözlerini kamaştırmış, suyun içerisinde nefes alabildiğini hissetmiş… Akıntı onu nehrin en derinlerine çekmiş ve kendini birden daha önce hiç görmediği bir yerde buluvermiş. Etrafına toplananlardan bazılarını tanımış, önceden boğulduğu düşünülen kişilermiş bunlar…
“ Neden bu kadar geciktin ?” demiş içlerinden biri.
Lethe şaşırmış ve herhangi bir cevap verememiş.
Başka bir kişi devam etmiş:
“ Biz gerçekten boğulmaktan korkmayanlarız, tam anlamıyla nehirde kendini unutmaya hazır olanlarız. ”
“Anlıyorum ama neden bu saklanıyor diğerlerinden? “
“ Kimseden bir şey saklandığı yok, sadece herkes kendisi bulmak zorunda, hepsi bu. Kimseye sahip olmadığı şey verilemez.”’

Ya şimdi de yaşadığımız dünya bizlerin unutuş nehri ise? Ya bizden beklenen şey ölümden kaçmamaksa? Gerçekten boğulmamaktan korkmamaksa? Ya yaşadığımız her şey bir aldatmacaysa, kendi kendimizi kandırmaksa?

Başa Dön