Bu ne sıkıntıdır ya Rab
Denizine kavuşamayan nehir gibiyim
Sürüyorum atımı dolu dizgin...
Bu ne gecedir ki göremiyorum önümü
Firavun gibi hissediyorum
Sanki her an Kızıldeniz’in arasında kalacağım
Sular gömülecek üzerime, ben iki büklüm
Elimde yüreğim...
(Azgın dalgaların içinde...)
Koca okyanusun ortasında delik bir sandalım
Neye / Nereye tutunsam?...
Yavaşça sandala doluyor su
Düşecek gibiyim her an
İplerimi koparacak gibiyim bir gurup vakti
( Leyla’nın görüntüsü düşer gibi Mecnun’un aklına )
Nereye baksam sonu görünmez bir deniz
Yıkılıyorum, yılıyorum zaman zamanda meczuplaşıyorum
Tuhaf geçiyor günler, ızdırap desem değil
Çöle düşüyorum vaha içinde vaha
Serap içinde serap...
(Bu ne aymazlıktır ki
Her adımım rüya gibi
Nereye gitsem, elimi nereye uzatsam?)
Surlar arasında halkı olmayan krallara benziyorum
Ambargo konmuş bir şehirdeki
Kendi başına...
Ne ferman buyurur zaman bundan sonra?
Yol bulamıyorum ya işte
Mecnun oluyorum, çözülmez bir bağ
Bir giz, garip bir bilmece çözemiyorum...