haykırıyordu sokakların sersefil adamı
“istanbul” diye...
uzun şehrin aylak caddeleri mesken tutmuş,
yüreğindeki anılar,
sırtında işkencelerin perde perde bereleri
ısınmak istiyordu belli ki...
deniz yakamozdu,
gökyüzü kar...
yakınlara doğru yakındı yaşlı adam “yakın” diye...
ölümü yakındı, yaktı kitaplarını...
anılarını da...
yaşlıydı belki ama
yakın gözlüklerini de attı yakmak için.
içi akın akın yakınıyordu,
gerçeğe çağırıyordu gece...
deniz yakamozdu,
mahir kudret...
yolları uzundu belki biraz,
belki çok daha yakın.
düşündü:
akan kanları aşar mıydı
akan yaşların sevgi seli?
deniz yakamozdu,
yusuf peygamber...
yağmurun yağması bayağı yakındı...
kendini de yaktı atıp alevlerin içine yaşlı adam;
şeytan mundar eyledi yanına almadı!
külleri yakınlardaki yağmuru bile yaktı...