Yalnızlığın Bitmeyecek...

Susmak bir erdem miydi? Ya da sadece insanın sessizliğine uydurduğu O göz alıcı işlemeli kılıfı mı? Anlatamadığı için mi susar insan? Yoksa susması gerektiğinden midir o durgunluk?

yazı resim

Susmak bir erdem miydi?
Ya da sadece insanın sessizliğine uydurduğu
O göz alıcı işlemeli kılıfı mı?
Anlatamadığı için mi susar insan?
Yoksa susması gerektiğinden midir o durgunluk?
Ne garip,
İnsanın kendisini anlayamaması.
Etrafındaki onca insanın seni anlayamadığını düşünürsün ya hani,
Peki sen ne kadar anlıyorsun ki kendini?
Sen duyabiliyor musun yüreğindeki sesleri?
Hayat bütün hızıyla geçip giderken yanıbaşından
Neden cesaret etmezsin ki ona tutunmaya?
Yüreğini yaslayıp yaşama yolculuklara çıkmak gelmez mi hiç içinden?
Zamanın yüreğine dokunup geçmesini hissetmek ne güzeldir halbuki,
Hiç olmadığı kadar yavas ve sessizce esen bir rüzgar gibidir işte o an zaman.
Hayattan uzaklaştığını hissedersin ya da o senden uzaklasmaktadır.
İşte hayattan uzak olduğun yerdedir ‘o’...
İşte tam orda baslar sevmek zamanı
Yureğini sarmalamıstır ‘o’ artık
Sankı tutup da elinden götürmektedir seni
Başka bir yasama
Başka bir zamana
Yalnız sen ve ‘o’
Yeni bir yasamın ortasında…
Yepyeni bir zamanda
Ve yüreğinin rüzgarındasındır o zaman
Bırak sürüklesin seni
Sonu nereye varacaksa varsın bırak
Ama bil ki yalnızlığın bitmeyecek
Çünkü bambaska bir yalnızlığın ortasındasın artık
Yalnızca sen ve ‘o’ nun yalnızlığında
Ve o sessiz rüzgarda yüreğine dokunup geçen…

Başa Dön