Yangınlarında Kül Olurum Aşkımızın...

Tanrının verdiği sevgi sendromu, özgürlüğün yıkık dökük penceresinden ellerin olarak yansıyordu, sen yoktun, acıların vardı kalbimi sıkıştıran, iç çekişin kullaklarımda çınlarken, son bir kez daha baktım pencerene, ışık vardı, sen yoktun...

yazı resim

Yoksun ya,
Sendeyim, seninle kuruyorum saati...
Gecenin bir vakti,
Düşlerimden kopup sana dualar ediyorum...

Bir gün görürmüyüm seni, ellerinin sıcaklığı gözlerinden saçan ışığın mesajı olur mu yine...
Biz ki, çok sevmiş, sevilmiştik. Sevmeyi de sevilmeyi de zincire vurdular...
Şimdi kimbilir neredesin, ne haldesin...

Dün akşam pencereni izledim ışık vardı, sen yoktun, anıların yüreğime inmiş, gözlerim yağmurla yarışıyordu... Sen yine yoktun Bişkobe... Tanrının verdiği sevgi sendromu, özgürlüğün yıkık dökük penceresinden ellerin olarak yansıyordu, sen yoktun, acıların vardı kalbimi sıkıştıran, iç çekişin kullaklarımda çınlarken, son bir kez daha baktım pencerene, ışık vardı, sen yoktun...

Bu sevda alır götürür beni, bilmediğim ülkelerde adını sayıklarım. Bir Çin’li kız çıksa karşıma sen diye sarılasım gelir... Portekiz’de Yahudi’lere yapılan işkenceler gibi yanar yüreğim ve soluğu
Santa Fe’de alır, Kızılderililere anılarımı anlatırım... Bir gün sen olmazsın yanımda, Everest kadar yüceltirim duygularımı, haykırışım okyanuslarda gemiler batırır, dünyayı yakarım uğruna, belki bir kurşun alır götürür beni, yangınlarında kül olurum aşkımızın...
]

Yorumlar

Başa Dön