Yarım Kalmış Sevdalar Mezarlığımın Bekçisine ..

Dargındır bana ak ve karaciğerim, sigara-çay ve alkol dostluğumdan, kalbimse kan kardeş benimle, seni tanıştırdım diye ona. Korkuludur şimdi, yarım kalmış sevdalar mezarlığımın bekçisi biliyorum ve fakat görev aşkıyla yanar bekçi, geceleri içi acır, rakı

yazı resim

Yunusbalığım;
Yolculuklara gark olmuş hayatımın çok aşina olduğu bir otogardayım şimdi. Çayı sigaraya seviştiriyorum, kalemimi kağıda, sevdanla oturduğumuz tek tük adamlar kıraathanesinde Keşan'ın...
Oysa sen şimdi hangi mavi uçurtmanın terkisindesin, kimbilir? Bense serseri bir uçurtmayım gökkubbende, ne senin haberin var ne göğünün; yalnız melekler bilir içimdeki sana adanmış külliyatı. İşin en yürek by pass tarafı, bu sevdayı yapayalnız yaşamak, yalınyamalak, gizli gizli... Ve belkide bunu hiç bilmeyeceksin sen, ne yazık!

Ama belki bulşur hikayemiz bir yerde, o zaman Ferhat olurum ben, sen Şirin; Kaf Dağından iki hidrojen bir oksijen bulmaya bir bakışım yeter, ayrılmam hiç yanından.

Yunusbalığım;
Sırılsıklam sevdanla serinliyorum yapış ağustos başı sıcağında. Ter ter tepemde güneş, damarlarımda gülüşün, al ve ak yuvarlarımın dedikodusu sevdam.

Dargındır bana ak ve karaciğerim, sigara-çay ve alkol dostluğumdan, kalbimse kan kardeş benimle, seni tanıştırdım diye ona. Korkuludur şimdi, yarım kalmış sevdalar mezarlığımın bekçisi biliyorum ve fakat görev aşkıyla yanar bekçi, geceleri içi acır, rakı içer.

Yunusbalığım;
Saat altı, akşam düşüyor Keşan - Edirne karayoluna, ben seni kaçırıyorum kuytulara bebeğim. İşte yalnızım tüm yalınlığımla yine, sen kimbilir neredesin şimdi, hangi kentte...
Gece olunca birazdan, kıpkırmızı bir soğuk şaraba bulayacağım seni yine, tütün yakacağım çokça yokluğuna. Sen bütün bunları yine bilimiyor olacaksın......

Başa Dön