Bugünlerde şehrime yaz yağmurları yağıyor;
ne kadar da çok severim yaz yağmurlarını...
üşütmez insanı,
hasta etmez,
sadece ıslatır.
kısadır,çabuk geçer
ama arkasında upuzun süren bir toprak kokusu bırakır
ne kadar da çok severim o taprak kokusunu
hayatta biraz yaz yağmuruna benzer
ne alaka demeyin
benzer işte
benzeerrr, benzer
hayat bir yaz yağmuruna benzer
kısadır
ne zaman başlayacağı
ve nerede biteceği belli olmaz
ama sonu hep aynıdır
güzel bir koku
hoş bir seda
akıllda kalan güzel anılar
...
sahiden böyle olmaz mı?
ölen bir kişinin ardından hep güzel anılar kalmaz mı?
ne bileyim
mesela Ahmet kaya
yaşarken
bir sürü yağmur fırtına, şimşek, gök gürürtüsü
ama dindimi,geride kalan
acılara tutunmak, bahtiyar,
ve diğer güzel şarkılar
ve asi
ve hoyrat
ve o eşsiz güzellikteki yanık ses
Ne bileyim işte
mesela Nazım Hikmet RAN
yaşarken hangi hapiste
mezarı hangi ülkede
ne önemi var
yaşamının ardından oluşan o güzel esinti
hepimizin dilinde değil mi?
hangimiz yazılarında biraz ondan esinlenmedik ki
hangimiz karlı kayın ormanını sevmedik
yaşamın bir orman gibi olmasını istemedik
...
yaşarken ne kadar şiddetli olursak olalım
ne kadar şimşekler çaktırırsak çaktıralım
ben şuna inanıyorum ki
hepimiz
birer yaz yağmuruyuz
ve ardımızda
yaşadıklarımızı, yazdıklarımızı ve anılarımızı bırakacağız
ve yine inanıyorum ki bunların hepsi güzel olacak
çünkü kötü anılar çok uzun süre hatırlanmıyor
hele ölümün ardına taşınmıyor.
ama ben bugün size bunu anlatmak istemiyorum
asıl anlatmak istediğim şey
ölüm anı
hiç düşündünüz mü o anı
bilmiyorum,
ben belki korkarım
belki sevinçli olurum
inşallah korkmam
inşallah dilim tutulmaz
inşallah kelimeyi şahadet getirebilirim
ama bundan öte
bugün söylemek istediğim
nasıl ölmek istediğim
...
yüksek bir tepeye çıkmak isterim
sonra oradan
çocukken oynadığımız kızaklardan biriyle kaymak
ama çok hızlı
çok çok hızlı
bütün kaydıklarımdan daha hızlı kaymak isterim.
rüzgarın tersten gelen esintisini tenimde hissetmek
bedenimin aşağı ruhumun yukarı doğru yol aldığını düşünmek
böyle ölmek
...
yok, yok en iyisi bu meseleyi düşünmemek
hazır hayat devam ediyorken
yağmurlar hala yağıyorken
ölümden değil yaşamdan bahsetmek
hayattan birşey dilemek
yağmur altında ıslanmış
yanaklarına yapışmış
saçlarını kulaklarının ardına itmek
boş kalan yanaklarından bir kez öpmek
ne bileyim işte
ölümü bilmiyorum
ama güzel bir şey olduğunu tahmin ediyorum
seninle birlikte yaşanmış bir ömrün ardından ölmek