Geçen gece Girne açıklarında bir mülteci dramı yaşandı. Suriye uyruklu mülteciler Mersin üzerinden İtalya veya başka bir AB ülkesine götürülmek amacıyla Tanzanya Bayraklı Haj Zaher isimli bir gemiyle yola çıkarılmıştı.
Geminin yolculuğu ancak Girne açıklarına kadar sürdü. Burada ise bilinmeyen nedenlerle gemi batma tehlikesiyle karşı karşıya kaldı. Bu gibi durumlarda ortada bir sahtekârlık olduğu için bu hava yaratılmaya çalışır. Bana göre de aynı senaryo uygulandı. Yeni bir dünya umudu vaadiyle dolandırılan mülteciler, burada gerçekle yüz yüze kaldı
KKTC yetkilileri anında müdahale ederek bir insanlık dramını önlemiş oldu. Gecenin ilerleyen saatlerinde mülteciler kurtarılarak Girnede konaklatıldı. Ertesi gün tedaviye ihtiyacı olan birkaç kişi hariç hepsi özel bir gemi ile Mersine gönderildi. Tabii olayın başladığı andan itibaren Mersin Polisiyle de irtibata geçildi. Her adım takip edildi
Buraya kadar her şey normal ve güzel KKTC yetkililerini gerçekten kutlamak gerek Fakat, bundan sonrası biraz kafa karıştırıcı oldu
Bu gibi durumlarda gemi kaptanı ve mürettebatı gemiyi terk etmezler. Özellikle en son gemi kaptanı alınır gemiden. Bir söz vardır Batan gemiyi ilk önce fareler terk eder diye
Gemi kaptanının gemiyi terk ettiği haberi verildi. Ve fakat sonra kaptanın ve mürettebatın gemiyi terk etmediği, mültecilerin arasında olduğu söylenildi. Ve Ulaştırma Bakanımız Hasan Taçoy, İlk andan beri bunun bilgisinde olduklarını, fakat gizlilik içerisinde soruşturmanın yürütüldüğünü, bulguların ise Mersine ulaştırıldığını ve bu bilgiler doğrultusunda kaptan ve mürettebatın Mersine giriş yaparken tutuklandığını açıkladı.
Genç gazeteci arkadaşımız Rana Sarronun haberine göre durum hiç de böyle değil: Polis Basın Subaylığı ise, Sığınmacıları Türkiyeye götüren polis subayımız, sığınmacıları teslim ederken bu şahısla ilgili şüphesini, Türkiye polisine aktardı. Ancak Türkiyede tutuklanıp tutuklanmadıklarına dair elimizde resmi bir bilgi yok dedi.
Gazeteci arkadaşımız Rana Sarroyu yakından takip eden biriyim. Gazetecilikte deneyimli arkadaşlarımızdan biri. Durmayan, bıkmayan ve sürekli araştıran, ilginç noktalara değinen ve farklı bakış açısıyla konuları ele alan genç bir kardeşimizDoğrusu onun haberlerini zevkle ve heyecanla okuyorum hep
Sarro, bu defa da haberinde Mersin Emniyet Müdürlüğüne ulaştığını ve bazı bilgiler aldığını yazıyor. Habere göre Kaptan ve Mürettebat yakalanmadı. Mersin Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık Şubesi, bahse konu şahısların tespit dahi edilemediğini belirtti.
İnsan tacirliği yapan katan ve mürettebatın Türkiyeye gönderilen mülteciler arasında olduğu ve bunun Türkiye polisine bildirildiği açıklandı.
Ancak Mersin Emniyeti böyle bir tutuklamanın olmadığını, kaptan ve mürettebatın yakalanmadığını, bahse konu kişilerin tespit dahi edilemediğini belirtti.
Oysa Sayın Bakan, Kaptan ve mürettebatın yakalanmalarını sağladık diye açıklamada bulundular. Doğrusu burada ikilemde kaldık. Sayın bakan Yakalandılar diyor, Mersin polisi Tespit dahi edemedik diyor. Yani öyle bir tutuklanma yok diyor. Hangisi doğru? Biz, bu açıklamalardan hangisine inanacağız? Anlayamadık
Bu tür haberleşmeler devlet sırrı olacağından pek de derinlemesine inmeye gerek yok sanırım
Şimdi akıllarda kalan soru şu? Açıkta ve sahipsiz kalan bu geminin akıbeti ne olacak?
Yine Mülteci Dramı
KKTC yetkilileri anında müdahale ederek bir insanlık dramını önlemiş oldu. Gecenin ilerleyen saatlerinde mülteciler kurtarılarak Girnede konaklatıldı. Ertesi gün tedaviye ihtiyacı olan birkaç kişi hariç hepsi özel bir gemi ile Mersine gönderildi. Tabii olayın başladığı andan itibaren Mersin Polisiyle de irtibata geçildi. Her adım takip edildi