Yol

Uzak yollar, bitip tükenmez yollar özler kişi…. Kıraç, sarı yollar, topraklı yollar… Kavisli, virajlı yollar…

yazı resim

Kendine yol bulamamış insanın avuntusudur, özlediğidir, gitmek istediğidir. Hayatında oluşan ya da süregelen başarısızlıklara karşı bir sığınaktır. Gidebilirim düşüncesi kişiyi rahatsız ortamında rahatlatır. Uzak yollar, bitip tükenmez yollar özler kişi…. Kıraç, sarı yollar, topraklı yollar… Kavisli, virajlı yollar… Her virajın ardında yaşamın sunacağı sürprizi beklemenin avuntusuyla yoldan kopamaz insan… Olmayacağı bilmenin umarsız iççöküntüsüyle, mucize beklentisinin it dalaşıdır yol… Ve bu it dalaşındadır yolun cazibesi… Her viraj bir umut, her viraj bir hayalkırıklığı…. Virajlarda değişen pek birşey yoktur oysa… Belki göz önünde uzayıp giden manzarada küçük bir kesit farklılaşır… Oysa kişi; -tıpkı Kekova daki gibi- bir virajın ardından ansızın önüne denizin açılacağını, maviliklerinde sağaltacağını, dinginliğiyle kuşatacağını umar, umarsızca umar…
Bir büyüdür yol… En karmaşık ruh halinde, içdünyadaki en kanlı çatışmalarda bile hep bir umut vaat eder… Çünkü kişinin hep bir gitme şansı vardır… Ama yerleşikliğidir ona engel olan… Yerleşikliğinden göçedebilen kişidir yola gidebilen….
Hayatta gidilen her yol; insanda, hayata yön verme çabasını, amacını taşır… Kişinin hayatı her yolun sonunda çıkmaz sokakla karşılaşmakla sürer… Çünkü her amaç, her tercih diğer yanda bir kaybediştir… Yolun sonuna ulaşan bu kez kaybettiğini özler… Yaşam çıkmaz sokaklar arasında biter…

Başa Dön