Yolculuk

Şimdi sen gidiyorsun. Uzak, gürültülü, herşeyin biraz daha büyük ve daha çok olduğu, istenilen herşeyin belirli bir bedel karşısında sunulduğu, büyük elmasların olduğu bir yere. Birazdan otobüsün hareket edecek. Çoktandır sıkıldığın, nefes alamadığın, bir kapana kısıldığın bu yeri geride bırakacaksın. Kulaklarda hep aynı şarkının tekrar ettiği ve insanların yorgun ama senin nefret ettiğin bir iyimserlikle birbirine gülümsediği bu kasabayı terk edeceksin

yazı resimYZ

Şimdi sen gidiyorsun. Uzak, gürültülü, herşeyin biraz daha büyük ve daha çok olduğu, istenilen herşeyin belirli bir bedel karşısında sunulduğu, büyük elmasların olduğu bir yere. Birazdan otobüsün hareket edecek. Çoktandır sıkıldığın, nefes alamadığın, bir kapana kısıldığın bu yeri geride bırakacaksın. Kulaklarda hep aynı şarkının tekrar ettiği ve insanların yorgun ama senin nefret ettiğin bir iyimserlikle birbirine gülümsediği bu kasabayı terk edeceksin.
Şimdi sen gidiyorsun. Bütün anılarını geride bırakacaksın. Çocukluğundan beri seni meşgul eden travmalardan kurtulacaksın. Farklılıklar senin istediğin. Kimsenin ne yediğinin ne giydiğinin kimseyi ilgilendirmediği bir büyük kalabalık içinde kaybolmak istiyorsun. Seni anlamadılar bu yerde. Artık anlaşılmayı da beklemiyorsun. Açıkçası bu umrunda bile değil. Küçücük sorunların bile insanlar yüzünden aşılamadığı bu uyuşuklar ve çaresizler kasabası, hafta sonu buluşmaları, akşam gezmeleri canına yetti. Televizyon ve medya kaynaklarından öğrendikleri politik fikirleri kendilerininmiş gibi savunan bu sürüyü artık duymak bile istemiyorsun.
Şimdi sen gidiyorsun. Kendin olmak istiyorsun. Kendi filminin rejisini eline almak, karakterlerinin çeşitliliğini sağlamak, kurgunun hayatla öpüştüğü yerde durmak istiyorsun. İçleri burkularak ve birbirlerine acıyarak, dayanışan bu topluluk çoktandır ilgini çekmiyor. Sevgi dediğin acıma hissiyle sağlanmaz. Gerektiğinde terk edebilmeli insan. Hem de hiç pişmanlık duymadan, hiç acımadan, arkasına bakmadan. Gereğinden fazla pompalanan bu duygusallık bu küçük topluluğu uyuştura uyuştura düşünemez hale getirmiş. Görünenin ardındaki gerçeği görmelisin.
Şimdi sen gidiyorsun. Ama bir gün döneceksin. Hikayenin başladığı yere. Kederli yalnızlıklar kasabasına. Çok görmüş bir bilgelikle gülümseyeceksin. Şehrin törpülediği yanların herşeyin bir illüzyon olduğunu söylesede sana kırık bir yanın olacak kimseye sezdirmediğin. İçten içe bileceksin. İnsan bu dünyadan ancak kendisi olarak gider.
Bense ertesi sabah saçıma senin nefret ettğin o ipi bağlayacağım yine, menekşeleri sulayacağım, bir iç çekişinde bulacağım teselliyi. Kulaklarımda çalan o aynı şarkıyı tekrarlayacağım dudaklarımla ve nefret ettiğin iyimserlikle gülümseyeceğim hayata

Başa Dön