Üç günlük uykusuzluğun ardından şehrime gitmek için o lanet otobüse binmiştim. Orayı bırakmak benim için çok zor olmuştu. Kalmak istiyordum ama koskoca şehir bir tek beni kusuyordu. Sindiremedi elbet yaşadıklarımı. Çocukluğumu da sindirememişti. O sıcak yaz günlerini, bisikletimi, o sarışın renkli gözlü kızı, kaybetmemek için neler neler yapmadığım yeşil topu... Anılarımla beraber beni kustu ve ait olmadığım, sahte insanların olduğu bir şehre taşındım. Şimdi üstüme başıma bakıyorum, ağzımdan eksik olmayan sigaram, eski püskü bir pantolon, haftada iki kez giyilen 3 tişört. Bu oldum ben...
Belki kafamın içinde, özlediğim o eski ev ve yüz hatlarını unutmayacağım bir kadın da vardır.
Ev önemli değil, bildiğim kadar kentsel dönüşüm için yıktılar, zaten kiraydı.
Kadın ise yok işte, gitti. Başka bir adamla neler yaptığını bilmiyorum, bilmekte istemiyorum ama sevmiştim diyebiliyorum ancak. Zaten görse tanımaz...
Otobüs diyordum. Yolculuklarımın en garibiydi. Arkamda oturan ve sürekli çevresine soru soran 9-10 yaşlarında bir kız çocuğu vardı. Bana da soru soracağına emindim ve duymamak için kulaklıkları takıp uyudum.
Aradan geçen bir kaç saat sonunda, yanımdaki boş koltukta minik kızın uyuduğunu ve kulaklığımın tekinin onda olduğunu fark ettim. Umursamayıp uyumaya devam edecekken, "Şarkı güzelmiş, adı ne?" diye sordu küçük kız.
Böylece sohbet etmeye başladık. Adı Tuğçe, tahmin ettiğim gibi 10 yaşında, en sevdiği renk pembe ve büyüyünce dünyayı kurtarmak istiyor fakat ailesi doktor olmasını istiyormuş. Gerektiğinden fazla konuşkan ve samimiydi. Benim neler yaptığımı falan sordu. Şehre girmiştik yavaştan, az da olsa yorgunluğumu unuttum derken Tuğçe bir soru sordu. "Sen kimsin?" dedi bana. O an içimden "Amına koyayım kimim ben harbiden" dedim fakat şaşkınlık ifademi fark ettirmemek için baya bir uğraştım ve geçiştirdim.
Eve giderken bavulun tüm takırtısıyla düşünmeye daldım. Kimim ulan ben? 32 yaşında kazık kadar adam. İş sahibi değilim, nerede barmen arayan bar var koşuyorum. Tüm paramı alkole ve sigaraya yatırıyorum. Ailemle yaşıyorum ve sevdiğim kadın başka bir herifin kucağında.
İnsanı insan yapan her şeyden uzakta kalmışım, insanlıktan çıkmışım ama senelerdir hiç şikayet etmeden yaşamışım. Ya duygularımı yitirdim ya da pes edecek kadar düz bir herifim.
Neyse ne yıllardır hayal bile kurmamış biri olarak bu çocuk düşünceler uzak bana.
Bir daha biri sorarsa eğer kim olduğumu, kaybolmuş bir adam diyeceğim.