Huysuzluğuyla depreştiğim şımarık ve lacivert bir gecenin kollarındayım
Her yanımdan tuzu biberi sen olan, kaldırımlara işlemiş acılar geçiyor
Dur durak bilmeyen bu çamurlu akış, salya sümük mendebur suratlarda resim
Olmayacak gidişime, köhne limanlara yanaşık kalbur gemili bir dönüş..
Kim ki bileklerimi acıtan bu kelepçeli aşkın şeceresini işler gergefime
O zaman yakar bütün köprüleri, düşerim kan kızılı nehirlerin göbeğine
Semeresi ne olursa olsun, ister assınlar beni, ister vursunlar..
Fıtratımla bütünleşmiş insanım çünkü / sığınmam köpek yüzlü ihanetin gölgesine
Yaşamak..!..Nasıl, neden..?
Uğruna savaşmak..!..Onurunla, beklentisiz ve asi yanın kardeş
Her gece rahat uyku, sorgusuz, kendinle barışık, özdeş..
Kime nasip, hangi iki ayaklı kapar gözlerini onca günaha…huzurla
Ben yumruklasam da dört duvar isyanımı…boşa kardeş / boşa..
Yangın ciğerde, beş para etmez bir et mi ciğer sence..!
Satılmış düşler vitrinlerinde yaşamın, gücün yettiğince al..ucuz
Yıpratıp gururu çöpe atmak bir gecelik maceraya evdeş../..al sende
Sevdaymış / aşkmış, hikaye..!..iki sayfalık kelimelerin dansı…ikilem yürekte
Olmuş ya da olmamış ne fark eder / yazan biz oynayan biz sadece..
Çiğneyip geçtiğimiz kimsesizliktir kaldırımlar
Kirli bir elden uzatılan kağıt mendil, altın denilen insanlığın ayarı
Çapaklı bir çift gözün bakışıdır, annemize bakışımız / belki şen çocuklarımız
Ama yarım, eksik, yırtık ar-ımız..!..işte orada bakıyor bize şah damarımız
Kibir ve asaletin yalancı mum ışığıdır kaypak gülüşlerdeki avuntu
Acıma hissinin, şefkat ve merhametin yabaninciri gamzesi yanakta
Elimizden savrulan madeni değer..!..kime doğru seslenir, düşünün
Mendiller çocukların ellerinde kirlenir / biz onların düşlerinde..
Kapandık içimize…
Çark ses verse de sol yanımıza, kulaklar sağır
Kime ne..!..yağmur, kar, ayazda çocuklar titrer, ıslanır
Talan başlar, soygun başlar…he kardeş bıçak hangi kemiğe dayanır..!
Fahişelerin kırmızı dudakları kadar temiz değiliz aslında..
Acıdan zevk alan, garipliği tekmeleyen bir hal her yanımız
Öylesine çıksak sokaklara göreceğiz kendimizi…suratlar beş karış
Aynalar bile korkmuş ki bizden, tedavisi zor bir hastalık insanlığımız
Şimdi, dönüp arkanıza bakın..
Bir adım geri sadece..
İşte orada çocukluğunuz
Dokunun pak ellerinizi titreyen minik parmaklara..
Aslında o an ısınacak içiniz
Gerçek güller açacak gamzeleriniz
Bir sevda, bir çocuk, bir dava, bir sokak ve biz..
Binlerce siz..
İşte insanlığımız..!
Levent Saral