Hani gözgöze gelirdik seninle…
Yani bazen…
Hani gözlerin
“bana öyle bakma yaaa!…” derken
kaçırırdı gözlerimden kendini
sen pervasız gelip giderdin hep
gözlerin bana bakardı
yalandı belki, kandırmaktı tek amacın
kanardım…
ılık ılık gözyaşlarımla yastığımı süslediğim
bazı gecelerde çalardı telefonum
sen arardın
belki sadece sesimi duymaktı amacın
belki de herşey öylesine,
ilkine inandırmak istermiş gibi
kapatırdın her telefonu
inanırdım…
hani bazen ellerimden tutardın
bırakmak şartlı…
sıcak elleri bıakmak zordu
bırakırdın…
içimin acımasını istermiş gibi
acırdı…
hani gözlerin değerdi gözlerime…
hani ellerin
bir tek tel kirpiğin
içimde biryerlerde yıldızlar uçuşurdu
kahrımdan ölmemi isterdin sen
kahrolurdum…
inceden kar yağırdı içime
kapanan yollar temizlenmez
tıkanırdı
gelemezdin
beklememi istermiş gibi
ben beklerdim…
ayrılığa
sevginni olmadığı yerlere
çık git! dercesine dualar ederdim
gitmezdi…
ufka yaklaşan geminin ardından
elimi sallardım sonsuza dek
bekletmek ister gibiydin her zaman beni
beklerdim…
Tüm trenleri yaraladık…
Artık tek tel kirpiğin gönlümde bir damlası
Içimde yıldızlar uçuşurken yutkunduğumu her anı
Gelir birgün özlersin demiştim…
Özledin mi?