Yitik tecrübeleri kavmimin
Bir kadim tarihte tanıştım senle
Seneler doluştu yanına ismimin
Sen baki kaldın birtek cümlelerde
Sahraları boşaltan bir cam kasede
İnce geçite takılmış yüzlerce boğaz
Kıpkırmızı olmuş hortlak suratlarda
Sen varsın yine yüzünde binbir eda!
İki çizgi arasında bölüşülmüş hayatlar
Sen kıdemli bekçisi varlığın
Avunurken kızıl akşamlarda sana
Uyanınca kıyamet telaşısın
Ne kolay yürüyorsun ne yavaş
Bir katre gibi avuçlarımdan sızıyorsun
İlk yudumu aldığımdan beri
Ben ölüyor sen kalıyorsun
Kaç şiirin dudaklarına değdin
Kaç kafiyeyi çürüttün kimbilir
Kaç yaprak yetişmek istedi sana
Kaç mevsimi bitirdin baharın aşkında?
Münzevi aynaları yitik güzellerin
Solan çiçekleriyle bi lalezar
Gönlüne değip geçmektesin her zerrenin
Bir mevsim biterken bir lale açar
Alıp üstüne ince şilteni
Sorgusundasın eskimiş kelimelerin
Hiçbir ceza değmiyor tenine
Senin nefesine karışıyor kararı mahkemenin
Kum taneleri başladığından beri dökülmeye
Bir cam odanın içinde hapisiz hepimiz
Nefesleniyoruz bir çatlağın merhametinde
Heyhat boğulacağız zaman! Zaman taneler içinde...