Yaylanın çayırında yaşadığımız macera geç vakitlere kadar sürerdi. Akşamın ormanı yutan karanlığı ile beraber dönerdik, çatıyı andıran yayla evlerine..Tek odalıydı ve iki katlıydı bu evler. İncecik asma bir merdivenle çıkılırdı üst kata. Alt kat ineklerin,
buzağıların, mandaların ve malaklarındı. Alttan vuran hayvan kokularına karışırdı insan nefesimiz.Yayla evinin yıldız görünen tavan aralığından çıkıp koskocaman ormanların, koskocaman çamlarına,
köknarlarına yaprak olmaya, oksijen olmaya giderdi sonra. Bir de yalamuk!..
“Bu da nedir?” demeyin sakın! Bir nevi bitkisel yiyecek. Henüz gençliğinin tadını çıkarmaya fırsat bulamadan bakirliği elinden alınıp ölüme mahkum edilmiş bir çam fidanının kabuğu ile özü arasına sıkışan, yapışkan bir maddeydi bu!..
Ormandaki sevgilisinden koparılıp, sürüklene sürüklene getirilen ağaççık, yayla köyünün ortasına yatırılırdı. Kendini koruyamasın diye önce dallarını keser, sonra da giysisini çıkarırlardı utanmadan...
Çırılçıplak kalırdı ağaççık ve bembeyaz..Her ne kadar ormandaki sevgilisinin gelip kurtarmasını beklese de, teslim olacaktı insan denen acımasız varlığa..Dağlara kaçırılan bakir kızların yaşadıklarını yaşatacaklardı ona. Tanık oldu sanıp susturacaklardı birazdan. Haksızlıktı bu! Çünkü ikisini de yapan insandı sonuçta. Keskin bıçak ve çakılarla, ortaya çıkan yalamuk tabakasını sıyıracaklar, dudak kenarlarından damlatarak yiyeceklerdi. Bu işi biz çocuklar başaramazdık tabii. Ama büyüklerimizin bize ikram ettiklerini ‘yemem’ demezdik. Reçine kokulu, biraz da bala rest çeken tadıyla çok lezzetliydi doğrusu..Çok da zevk verici!..
Şimdi düşünüyorum da; yamyamdan farkımız yokmuş meğer!..Çünkü ağacın katili ve yiyicisi olmuştuk bilmeden...Yalamuk denen kanını da içmiştik...Ne zaman içim bulansa, kusmak isteği duysam bu olayı hatırlarım. Bir de dağlara kaçırılan kızları!..Ve nerede bir gencecik ağaç görsem, özellikle çam ağacı, özür dileyerek dokunurum dallarına, gövdelerine..Gözlerim dolar, ağlarım. Bir damla gözyaşımı tutup yapraklarına sürerim...Aklımca bağışlandım sayarım kendimi,kim bilir!..