Nükhet Everi

Bir Anadolu Efsanesi Troya

Halikarnas Balıkçısı’nın izinde gitmeye çalışan bir Anadolu neferi olarak çok mutlu oldum ve umutla doldum.
Herkese tavsiyem, gidin ve izleyin bu muhteşem gösteriyi.
Sonra da Halikarnas Balıkçısı’nın en azından ‘Anadolu’nun Sesi’ kitabını okuyup, kolunuzun altına Homeros’un İlyada’sının Azra Erhat tercümesini sıkıştırıp Troya’ya gidin ve

Rebetiko

Rebetiko, çıkış noktası Batı Anadolu ve İstanbul olan bir müzik türüdür, Anadolu Rumlarının müziğidir.
Çok değişik evreleri olan bu müzik türü aslında acının, hüznün, vatan hasretinin ve dışlanmışlığın müziğidir.

Meyhaneci Oluyorum

Daha fazla saklayamayacağım...
Artık açıklamam gerek sanırım...
Ben meyhaneci oluyorum.
Selçuk'taki taş evimin bahçesini ve ilk katını meyhaneye çeviriyorum.

Yolun Işık Olsun Barış!

Sanırım hayatta yapılabilecek en güzel şey, tanıdığınız, sevdiğiniz herkese onları ne kadar sevdiğinizi yaşarken söylemeniz. Onlar gittikten sonra bir işe yaramıyor. Bugün gidin kimi seviyorsanız ona bunu bir şekilde söyleyin işte, ne bileyim. Şaşırtın onu, mutlu edin. Karşılığı gelmese de.

Zaman Amazon Zamanı

Siz de benim gibi zaman zaman yeni yerler keşfetmeyi ve buralara uzun vadeli takılıp kalmayı sevenlerdenseniz şimdi okuyacağınız mekân tam da size özel...

Güvercinime Güvercin Postası

Hrant,
Beni vurdular. Sana isabet etmeyen o dördüncü kurşun geldi tam benim kalbimin orta yerine girdi ve paramparça etti kalbimi, sonra da yoluna devam edip beynime saplandı. Orada duruyor. Hiç çıkmayacak.

Ruh Hırsızı Ebru Ustası

İşte tam da bu noktada Hüsnü Şenlendirici’nin müziğini ebru sanatına benzetebiliriz. Müthiş bir kültürler buluşması ve bunu da kendisi müthiş bir şekilde iç içe geçiriyor. Yadırganır normalde böyle şeyler, ama onun nefesinde, ruhunda bu tam bir uyuma, harika bir akışkanlığa ulaşıyor.

Yolun Işık Olsun!

Feminist denince benim kuşak ne anlar(dı)? Benim kuşak dediğim, 78’liler de denen Kayıp Kuşak diye adlandırılan, 1956 – 1964 arası doğup, geniş bir yelpazeye yayılan 68 kuşağının ardından gelip ezilmiş olan kuşak...

Çarşamba Gecelerimi Çalan Adam (Lar)...

Çok zaman önceydi... Boğaz’da dalgın dalgın araba kullanıyorum. Aşiyan’a geldim, Bebek göründü ve trafik tıkandı. Adım adım ilerliyoruz. Radyodan bir müzik yayılmaya başladı, arabanın içinde şöyle bir dolanıp ruhumun en derin köşelerine iniverdi bir anda nağmeler... O ne güzel klarnet öyle diyorum içimden. ‘Istanbul Istanbul Olalı’ çalıyor...

Yazmak... Ama Neden, Neyi ve Nasıl Yazmak?

Bir gün kulaktan kulağa bir haber yayılmaya başladı. Márquez yeni bir roman yazmıştı ve ilk Küba’da basılacaktı. Bu sebeple de Küba’ya gelecekti. O anda ne düşündüğümü bugün gibi hatırlıyorum. ‘Demek ki ben buradayken gelmiş, Fidel’

Başa Dön