640K bellek herkese yetmelidir. -Bill Gates, 1981 |
![]() |
|
||||||||||
|
![]() Ya içlerinde oturan daire sakinlerine ne demeli?.. Nereden gelirdi bu insanlar, aileler?.. Bazýlarý bu sokaðýn eski sakinleri sayýlýrdý. Ama yeni gelenler, bir süre oturduktan sonra orayý terk ederek gidenler, onlarýn yerine gelenler de çoðunlukla birbirlerini aratmaz. Burasý normal bir semt, sokak deðil midir?.. Ya da burada yaþayan insanlarý ile tipik bir yerleþim birimi deðil miydi?.. Ahali erkekleri ortalýkta pek görülmez ama kadýnlar ve kýzlar çocuklar her mahallede olduðu gibi sahnede yerini mutlaka alýr. Aile reisi olan erkekler çoðunlukla geç vakitlerde, gece yarýlarý yorgun argýn sokaða girer oturduklarý apartmanlara girer gözden kaybolur, giderler. Periþan kýlýklý ölü suratlý bu adamlarý genelde pek tanýnmaz. Fakir, sefil, yoksul sokaðýn kadýnlarý, kýzlarý ise aksine pek renklidir. Onlarý ise tanýmayan belkide yoktur. Son moda kýyafetler, makyajlar, kibarlýklar, ince davranýþlar ile mübarek sokak sanki bir sosyete semtinden farksýzdýr. Anneler, genç kýzlar hele büyükanneler… Yoldan geçen bir yabancýya hatta bir hamala ya da bir inþaatçýya niçin neden gülümserdi bu insanlar bu yüzler?.. Evlere sýk sýk çaðrýlan tamircilere servis elemanlarýna ne demeli?.. Hemen her Allahýn günü bu evlere apartmanlara girip çýkan muslukçular, boyacýlar, badanacýlar ne yapar?.. Biri girer biri çýkar, o gelir bu gider. Hane sayýsý bir hayli fazladýr. Sokaðýn bakkalý pezevenk suratlý, köylü kýlýklý adam niye devamlý kýs kýs güler durur. O da sürekli o binalara dairelere girip çýkar..Camdan, balkondan ona seslenilir: “Sana zahmet, iki ekmek bir gazete, yarým kiloda çay getir” Bakkal durur mu?.. Anýnda bir çýrpýda koþar. Bir süre sonra apartman kapýsýndan çýkarken fermuarýný alelacele çektiði görülür. Komþusu su bayisi kýsa boylu davul göbekli adam köylüsü olan bu bakkalýn ensesine hemen her gün bir tokadý indirir. Üstelik gevrek gevrek gülerek yapar bu iþi. Onu sürekli uyarýr: "Oðlum yine bir hesap kapattýn deðil mi?.. Þerefsizim sermayen bitecek, sonra piþman olma benden demesi. Azýttýn oðlum her gün bir hesap kapatýyorsun” Su bayisi kurnaz esnaf. Bu sokaða bakkal dayanýr mý ýrz düþmaný pezevenk. Sana daha önceleri defalarca kez demedi mi?.. Koca on senede otuza yakýn bakkal iflas etti gitti bu sokaktan. Allah'ýn ayýsý uçkuruna düþkün hayvan. Sen adam olmayacaksýn der ama nafile. Onun bir kulaðýndan girer, çýkar. Bakkal Osmanýn hali ne oldu?.. O da veresiye verdi. Ödemeyeni becerdi. Bunlarý bilmiyor musun oðlum?.. Sen ne saf ne eþek adamsýn. Bunlar zaten o yüzden bilerek veresiye alýþveriþ yapýyor sonrada o yüzden ödemiyor oðlum. Bu cüce boyunla, sivilceli, çýbanlý karga suratýnla kendini çok mu yakýþýklý zannediyorsun. Artist misin oðlum sen?.. Sonracýma Osmanýn hali ne oldu?.. Osman'ýn sermayesi becermekle tükendi gitti. Dedikodularý duymadýn mý Allahýn öküzü… Ya Osmanýn tombul karýsý?.. Ona ne demeli?.. Onu da aþaðý mahallede ki inþaatçý ayýlar becermeye baþlamýþ. Osman þimdi bir iþte asgari ücrete talim ediyormuþ. Evin geri kalan ihtiyaçlarýný tombul karýsý karþýlýyormuþ. Üstelik o apartmanlardan bir daireye taþýnmýþ. Sonra ne demiþler?.. Bu iþler sýrasýyla oðlum Osman ya gördün mü ananýn .... demiþler. Herkesin bildiðini bilen bilmiyor mu?... Yetmiþlik Cavidan teyze elinde bastonu ile sokaða çýktýðýnda gözleri hala fýldýr fýldýr dönmüyor mu?.. Dile kolay tam tamýna elli sene hizmet etti. Esnaflardan tut da, “ demirciiiiii, demir alýyoruuum” diye haykýranlara "karpuz Adana içi kýpkýrmýzýýýý” diye baðýranlara karakolun komserine, bekçisine hizmette bulundu. Ver Allahým ver. Hey gidi günler hey. Hey gidi Cavidan teyze.. Ya dul kýzýna ne demeli?.. Üç koca ona dayanamadý. Araya beþ on tane sýkýþtýrmasýna raðmen. Ne de olsa anasýnýn kýzý. Son kocasý on yaþýndaki kýzýný almaya geldiðinde feryatlar ortalýðý inletmemiþ miydi.. ”Ben annemi isterim, ben anneannemi isterim” diye. Adam yaka paça çocuðu alýp da nasýl arkasýna bile bakmadan kaçmýþtý oradan. Kars otogarýnda görmüþler zavallý adamý. Sokaðýn esnaflarý, magandalarý bu evlerin geçimine bir dereceye kadar katký saðlýyorlarmýþ. Sonra sýra onbeþlik, onsekizlik çýtýrlara gelirmiþ. Bunlar herhalde ayýlarla, esnaflarla, magandalarla yüz göz olmaz. Herkes layýkýyla. Sýrada otolar,duruma göre, minibüsler eh ara sýrada kamyonlar. Barlar,kafeler, otoyollar, otostoplar ne güne duruyor. Doyumsuz ateþli genç kýzlar haydi sahnede gösterin kendinizi. Yaþýnýzýn, ihtiyaçlarýnýzýn hakkýný verin bakalým. Cavidan teyzelerin öðrettikleri gibi. Onlarýn tecrübelerini en iyi þekilde yansýtýn diye sizleri kaç kez boþuna mý uyardýlar. Akþamlarý yorgun argýn iþten döndüklerinde bir çoðu yürürken zorlanýyormuþ. Aðýr aksak yürüyen genç kýzlar. Ayaðý burkulmuþ muþ?..Diken falan batmýþmýþ?. Akþam karanlýðýnda yazýn ýlýk serinliðinde, her zaman olduðu gibi sokak sakinleri pencereler de balkondalar. Çaylar içiliyor. Dondurma yeniyor. Küçük çocuklarýn neþeli çýðlýklarý ortalýðý þenlendiriyor. Babalarý kim peki, onlar nerede?.. Büyük anneler çok þefkatli davranýyor. Üstlerine titriyorlar. ”Çocuðum fazla yeme þu dondurmayý, bak boðazýn yine þiþmiþ” diyor bir teyze. Üst kattan bir kadýn sepeti salarken bakkala kýzýyor: ”Ýki paket marlboro , üç paket çekirdek, bir litrelik kola, hesaba geç ulan pezevenk” Bakkal gülüyor tüm ahaliyle…Geceyarýsý aile reisi olan erkekler yine kimseye görünmeden. merdivenlere týrmanýyor. Sarhoþ babalar, sarhoþ abiler meyhaneden içmekten dönüyorlar. Bazýlarýnýn kavgalardan olacak ki suratlarý darmadaðýnýk haldeler. Uyuþturucu çekmekten, baygýnlýkla yürüyen erkek kardeþler. Binalara, evlere giren hayaletler. Aile nihayet bir araya toplanýyor. Kiralar, taksitler, faturalar, borçlar günü gününe takýr takýr ödeniyor. Yýllardýr çalýþmayan babalarýn, oðullarýn günlük içki, sigara, yemek masrarlarý da yemek masasýnýn üstünde hazýr onlarý bekliyor. Evin içinde ilk gördükleri yer o masa. Ýçki þiþeleri, mezeler bile masada hazýr. Analar,kýzlar hemen hepsi mutlu. Yorgunlar, periþanlar, daðýlmýþlar ama yine mutlular. Çarpýþtýklarý bedenlerin mutluðu ve karþýlýðýnda aldýklarý ödüller. Az önce bu eve bir erkek mi girdi acaba?..Yoksa tasmasýný kulübesinde unutan o sevimli hayvancýklardan biri mi kuyruðunu sallayarak misafir salonuna girdi. Ama bu adam neden , niçin, hýrlýyor bu akþam. Anlaþýlan bu gecede bu adamýn erkekliði bir aksiliði tuttu. Ýþte yine sarhoþ cesareti. Adam sarhoþ, tasmasý bile görülmüyor ama yine de bir parça gururu varmýþçasýna karýya, kýzlara hýrlayarak bakýyor. Ortalýkta dolaþan ellerinde balonlarla oynayan iki sevimi çocuða tuhaf bir þekilde kýzgýnlýkla bakýyor. Allah Allah…Bu çocuklar nereden çýktý?.. Bu çocuklar onun sevimli torunlarý deðil mi?.. Peki babalarý kimdi bunlarýn. Anlaþýlan yýllar sonra bugün farkýna varmýþ. Geceyarýsý yine sokak inliyor. Çeþitli binalardan pencereler çoktan açýldý. Balkonlarda insanlar yine toplandý. Sokaktan geçenler saða, sola kaçýyor. Yine bir balkondan sehpalar, televizyon, tencere, kap kacak sokaða dökülüyor. Kýrýlan camlar, eþyalar sesler feryatlar , çýðlýklar yine ortalýðý inletiyor. Adamýn elinde bir ekmek býçaðý. Onbeþlik kýz çoktan sokaða fýrlamýþ halde. Gözü dudaðý, burnu daðýlmýþ periþan halde. Büyük kýz ile anne balkondan feryat ediyor, yardým istiyor: ” Ýmdat kurtarýn bu adam bizi kesecek” diye haykýrýlýyor. Sokakta, binalarda izleyenlerin bir çoðu gülüyor. ” Ulan bu kaçýncý senfoni?..” Pezevenk bakkal kepengi indirip kaçtý bile… Nihayet polis ekipleri bir hýzýr gibi olay yerine yetiþiyor. Gelen polislerin bazýlarý da gülüyor. ”Komserim bu adam yine fazla içmiþ “diyor bir polis. Birkaç polis apartmana girerken onbeþlik kýz ekip otosunun kapýsýna adeta yapýþýyor. Ekip þoförü olan polise bakarak aðlýyor: ”Ahmet abi sende koþ ne olur babam bu kez annemle ablamý öldürecek diye yalvarýyor. Sert yüz ifadesi yumuþayan memur gülümserken soruyor: “Ulan orospu geçen akþam telefon açtýðýmýzda neden gelmediniz he?.. Tayini çýkan iki komser arkadaþ misafirliðe gelmiþti. Sizin yüzünüzden rezil olduk lan.” Kýz balkona bakarken hala yalvarýyor: “Ablama sor Ahmet abi. Baþka birine söz vermiþti. Benim kabahatim yok be abi…” Bu gecede kahkahalarýn dozu arttý. Ýþte bir mahalle iþte bir þenlik. Yarýn yeni bir gün yeni bir hayat.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
![]() | Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2023 | © Þenol Durmuþ, 2023
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |