..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Yanlýþ sayýsýz þekillere girebilir, doðru ise yalnýz bir türlü olabilir. -Rouesseau
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Yeraltý > N. Özgün Erbulan




26 Aðustos 2011
Ýçe Gidenler  
N. Özgün Erbulan
Bir günüm gibi, aslýnda çoðu insanýn dünü olabilir.


:AGAG:
Okuduðum kitabý bitirdiðim zaman içimden garip bir ses ‘’çýk þu evden’’ dedi. Çýktým. Ýçimdeki sesi dinlemeyi sevenlerdenim. Akþam 21:30 civarýnda bir bara girdim. Ýstediðim sadece tek bir bira içip kalkmaktý. Bir bira söyledim ve tabureye oturdum. Önce bir bira, sonra iki sonra üç..

Biri yaklaþtý yanýma benden çok çok büyük. Anlamlý bir bakýþ attý ya da ben öyle anladým. Sonra bende neyin var gibisinden bir bakýþ attým. Yanýma oturdu.

-Merhaba
-Merhaba.

2-3 dakika baktý. Bende baktým. Fahiþeye benzemiyordu. Daha çok geçmiþten gelen morluklarýn yeni geçmesine benziyordu. O sýrada bir adam yaklaþtý oda benden büyüktü. Hafif kýskandým bana gelen birine baþkasý geliyordu. Kadýn sertçe baktý ve beklediðim 2 kelime ‘’Siktir Lan!’’.

Hoþlandým tavýrlarýndan. Ama aramýzda abla seviyesi olacaðýný düþünüyordum. Oda düþünüyordu. Ama ne düþündüðünü anlamak çok zordu. Sonra kuþkulu bir bakýþla;

-Buralara düþmek için biraz genç deðil misin?
-Bunun cevabýný öðrenince eline ne geçecek ?

Sustuk. Söylediðim onu incitebilirdi. Düþünemedim. Ben zaten düþünmeden konuþurum. Bir tebessüm oldu yüzünde. Beni de tetikledi tebessümü. Konuþmuyorduk. Ancak konuþmaktan daha iyi anlaþýyorduk. Ýkimizde suskunluðu sevmiþtik. Ýç geçirerek tekrar bana döndü;
-Param bitti. Benden bu kadar.
-Otur. Daha içini dökmedin.
-Ne içersin?
-Gidelim buradan ayýk konuþulacak birine benziyorsun.
-Yâ da ayýk susulacak.(Bir tebessüm). Kalkalým bildiðim bir kafe var.

Baþýyla onayladý. Daha ismini bilmiyordum. O da benim ismimi bilmiyordu. Zaten önemi de yoktu. Gece tek seviþmek istediðim yataðýmla olacaktým. Kalktýk. Bir an baþým döndü, sonra toparladým kendimi.

Her zaman gittiðim Su’ya gelmiþtik. Güvenmiþti bana daha ismimi bile bilmeden. Ya da güvenmek istemiþti. Ve bende yanýmda ki kadýndan çekinmiþtim ama hoþlanmýþtým ondan. Su’ya geldik. Baþýmla selamladým tanýdýklarý. Arada sýrada gelirdim buraya tanýmadýðým insanlarla tanýþmaya. Kafenin bende ayrý bir yeri vardýr.

-Hep buraya mý gelirsin?
-Tanýmadýðým insanlar olunca.
-Tanýmadýðýn insanlara nasýl güveniyorsun?
-Güvenmiyorum.
-Neden?
-Güvenilecek bir tanýdýðým hiç olmadý.
-Sen nesin böyle þair filan mý?
-Hayýr. Sadece yazaným. Tanýmadýðým insanlarla tanýþtýðýmý yazarým. Ee ne içersin?
-Bir kahve alabilirim.

2kahve söyledim. Orta seveceðini düþündüm. Öyle bir iç güdü geldi iþte.

-Adýn ne, söylemiyorsun?
-Gerekmez, yarýn hatýrlamayacaksýn zaten.
-Ukala ve açýk sözlüsün. Zor böyle birini bulmak. Ya da küçüksün daha yaþamadýn hayatý.

Tebessüm ettim hafiften. O an bir þeyler içmek istedim. Pek sevmem içmeyi ama içen insanlarý severim. Sadece o zaman gerçekleri söylerler. Salaksan salaksýn, bitti.
Susuyorduk ikimizde. Kahveler her zaman geç gelir bu kafe de. Biraz zor duyulan bir müzik vardý; Murat Yýlmaz Yýldýrým- Arayýþlar. Ýlk kez dinliyorum hoþuma gitti.

Ýsmini bile bilmediðim insaný süzdüm biraz. Kulaklarýnda küpe yoktu. Kaþýnda piercing vardý beyaz. Dudaklarýnda çok hafif ruj, gözlerinde siyah rimel. Severim siyah rimel. Göðüs dekoltesi ve göðsünün kenarýnda dövme. Zambak. Ýlgimi çekmiþti dövme ancak yanlýþ anlayabilirdi. Bakmayý kestim.

-Zambak. Ölümsüzlüktür. Dedi
-Ne zamanlarý?

Güldü, güldüm. Bu cevap benden nasýl çýktý bilmiyorum. Kahvelerimiz geldi. Garsonu tanýyordum. Hiç bir zaman umursanmaz nasýlsýn iyi misin muhabbetlerini atlattýktan sonra gitti.

-Zorla konuþuyorsun ( dedi)
-Susmayý severim ama anlat.
-Ne öðrenmek istiyorsun?
-Bir þeyi deðil anlat sadece.

Bunu bekliyormuþ gibi baþladý.

-Bir sevgilim vardý. O sýfata gerçekten uyduðuna inanýyordum. (Daha çok kendi kendine konuþuyormuþ gibi). Her þey çok güzel gidiyordu. Seviþiyorduk, aðlýyorduk, gülüyorduk. Bir gün sarhoþ olduðunda beni sevmediðini ya da tam hatýrlamýyorum ama buna yakýn cümleler kurdu. Tiksindim ondan.

-Peki o senin bu sýfata uyduðunu hiç düþündü mü?

Burkuldu. Kýrdým onu. Ama önemi yoktu çünkü yarýn beni hatýrlamayacaktý bile.
-Hiç düþünmedim.

Kendini sorguluyordu. Beklediði birkaç cümleyi bulmuþ gibiydi. Hiç düþünmedim deyip duruyordu. Açýkçasý canýmý sýkmýþtý bu durum. Konuþ ama tekrarlama düzenim bu.

-Sonra noldu?

O aradý, özür diledi. Ama soðuduðumu anlamýþtým. Arkadaþ kalalým dedi, çok fazlalar dedim.

-Ýyi demiþsin. Arkadaþ kalalým saçmalýklarý sadece beni iyi hatýrlasýn diyedir.

Baþýyla onayladý. Oturduðu sandalyeyi yanýma getirdi.

-Kendimi sorgulattýn bana, saðol.
-Siktir et.

Konunun bana geleceðini biliyordum. Ama hep geçiþtiriyordum. Ve sonunda kaçtýðým soru geldi;

-Sen niye buralardasýn bu kadarlýk halinle?

Bir þeyler uydurmak istedim. Ama gerek yoktu yarýn olmayacaktý.

-Özlediðim insanlar, özlediðim saçmalýklarým var. Yoklar ama varlar.

Deliymiþim gibi bakýyordu. Baþýyla anladým dedi.

-Tuvalete gitmem gerek
-Git, dedim.

Sonra sýkýldýðýmý anladým, hesabý ödedim ve kalktým. Þimdi ile sabah arasýnda bir fark yoktur. Biri olmayacaksa þimdide yoktur, sabahta.Yürüyerek gittim eve. Uzak deðildi.
Eve girdim.

-Siz kimsiniz?
-Taner’in arkadaþlarý.
-Batýrmayýn ortalýðý.

Yattým yataðýma. Kýzýn çýðlýklarý geliyordu kulaðýma. Müzik açtým, dinlemeye koyuldum. Bir ara o kadýn aklýma geldi aklýma, sonra da durmadý, gitti.

Kalktýðýmda bir vicdan sýzlamasý yaþadým. Dün kýrdýðým kadýn, býrakýp gitmem. Ama ya onun evinde ya da benim evimde bir þeyler yaþayacaktýk, vazgeçtim. Eve baktým kimse yoktu, tiksindim daðýnýklýktan. Biraz toparladým. Maillere baktým biraz. Tanýmadýðým insanlar, kuzenin tanýmadýðým insanlara adresimi vermesi, daha okumaya baþlamadýðým en az 2 aylýk mektuplar. Evi havalandýrdým, kokuyordu. Telefonuma bakmadýðýmý hatýrladým, 5 cevapsýz, otuz küsür mesaj. Tanýmadýðým numaralar, tanýmak istemediðim numaralar. Çýktým evden yanýma biraz para aldým. Ne yapacaðýmý bilmeden meydanda yürüdüm. Bir kamera gördüm sanki beni çekecekmiþ gibi kaçtým. Kitapçýya girdim, kendimi entel hissedip gülümsedim. Çavdar Tarlasýnda Çocuklar diye bir kitap gördüm. Bu ne biçim isim diye kafaya aldým. Ortalardan bir sayfa açtým ve þunlar yazýyordu ‘’ Ne iþ yaptýðýmý sordu. Ne iþ yaptýðým onu ilgilendirmiyordu. Ne iþ yaptýðým beni de ilgilendirmiyordu.’’ Hoþuma gitti, aldým. Kadýköy’e geçtim. Sadece kahve satan ve genellikle müþterisi kitap okuyan bir yere gittim. Okuduðum kitap akþam sýralarýnda bitti. Ýçine ‘’ okuduktan sonra sende aynýsýný yap ‘’ yazdým ve býrakýp çýktým kafeden.

Gerekli gereksiz her þeyi inceliyordum. Bugün ne yapmýþtým? Bunun cevabýný vermek için hayatýmda biri olmasý gerekirdi, boþverdim. Bir mizah dergisi alýp metroya bindim. Son duraklardan birindeydim. Her nedense ‘’son’’ kelimesi bende hüzün oluþturuyordu. Son’lardan nefret ederim. Dergimin karikatürlerine bakarken karþýmda bir adamla göz göze geldim. Dövüþmeye acýkmýþtý, bu çok acýktý. Ýlk kendime sonra ona baktým. Dayak yiyebilirdim. Yalnýz býraktýðým dergime geri döndüm.

Baðcýlar’da indim. Geceleri ýþýk çok nadirdir bu semtte. En sevdiðim saatlerde,yanýmda hiç beni terketmeyen müzik çalarýmla yürüyorum. Yavaþ müzik daha iyi oluyor, eðer saðlam bir parçaysa içmeden seni sarhoþ edecek müzikler var. Jeff Buckley-Dream Brother gibi. Meydanda yürüdüm tekrar. Keþke bir fotoðraf makinem olsaydý diye düþündüm. Meydan boþtu, kendimi boþlukta hissediyordum.

Binanýn önüne geldim, kendimi sarhoþ gibi hissetmek istiyordum. Anahtarýmý çýkartýrken düþürdüm. Nedense komik geldi. Sonra daireme girdim. Uzun zamandýr kimsenin olmamasýna þaþýrdým. Dolaptan bir bira aldým ve odama çekildim. Arada sýrada þiir yazýyorum. Tam kaðýtlarýmdan birini alacakken telefon çaldý. Saate bakmadým, gerekte yoktu. Tuðçeydi arayan.

-Efendim Tuðçe.
-Uzun zamandýr görüþmüyoruz nerelerdesin?
-(Daraldýðýmý hissettim. ) Dolaþýyorum Tuðçe, biliyorsun takýldýðým yerleri.
-Bir gün burada da bir evin olduðu hatýrla!

Hiç sevemedim kapandýktan sonra öten sinyali. Ýnsaný daha da sinir eder. Kendimi kötü hissetmeye baþlamýþtým. Yanýna gidince sadece kendi sorunlarýný anlatýyor diye düþünüp tatmin ettim kendimi. Kendimi ne zaman kötü hissetsem okuduðum kitaplarýn bitirilme tarihine bakarým, iyi gelir bana. Sonrada biraz halsizmiþim gibi davranýp uyudum.

Bir müzik sesiyle uyandým. Saate baktým 11’e geliyordu. Saðlam bir küfürden sonra salona daldým. Taner yine misafir getirmiþti. Kovdum ikisini de. Giderken bunu görüþeceðiz dercesine bir bakýþ attý. Rahatlamýþtým. Bir kahve yaptým, kahvaltýyý sevmeyenlerdenim. Hüzün bastý, Taner’i kovduðuma piþman olmuþtum. Aradým açmadý. Güne ne kadar kötü baþlarsam o kadar iyi biter. Çýktým bende evden. Keþke okul olsaydý, kafa daðýtýrdým diye düþündüm. Okul olunca da bu düþünceden nefret ederdim. Motosikletime atladým nereye gideceðimi bilmeden. Iþýklarda motosikletli bir kýzla göz göze geldik. Kalkýþa hazýrlanýyordu, bende kalkýþa hazýrlanmýþtým. Sonra sürtük dedim ve sola döndüm. Sahile gitmek istedi caným, nedense hep huzur bulduðum yerdir. Sahile geldim, tanýdýk birkaç kiþinin yanýna gittim. Beni gördüklerine çok sevinmiþler gibi yaptýlar, bende gördüðüme çok sevinmiþim gibi yaptým. Sahil ortamlarýný bilirsiniz. Kýzlar, kýzlara yavþayan ama yavþamýyormuþ gibi gözüken herifler, gitar çalamayan ama çalýyormuþ gibi yapan tipler. Klasik yalanlar üzerine kurulu kum üzeri insanlar. Eskiden hiç böyle düþünmezdim, en yakýnlarým hayattayken yani. Üzerinde oturup gülüp aðladýðýmýz kumlarýn þimdi altýnda yatmak..

Kumsala uzandým. Yalnýz kalmak, hayatýný bana býrakýp gidenleri düþünmek istedim. Ýlk aþkýmý hatýrladým, gülümsetti beni. Güzel günlerdi.


N.Özgün Erbulan



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.


Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Yalanlar Varsa Hayatta [Þiir]
Þehrin Çenesi [Þiir]
Gizli Özne [Þiir]
Gerçekler [Þiir]
Sýradanlýk Adýmlarý [Deneme]
Gözlem [Deneme]


N. Özgün Erbulan kimdir?

Bazen mutlu, bazen karamsar ama çoðu zaman yazmak isteyen bir deli.


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © N. Özgün Erbulan, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.