..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Hiçbir şey yaşam kadar tatlı değildir. -Euripides
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Öykü > Bireysel > Kemal Yavuz Paracıkoğlu




1 Kasım 2011
Piç Sadi Nasıl Paşazade Oldu...  
Kemal Yavuz Paracıkoğlu
Sübyanlar Yetiştirme Yurdu iki katlı, eski, büyük bir taş binaydı. Yurdun büyük avlusu cezaevlerini çağrıştıran büyük, parmaklıklı bir demir kapıdan şehrin en işlek ana caddesine açılmaktaydı. Ana girişi cadde tarafında bulunan ve yeni, betonarme bir bina olan müdür lojmanından avluya küçük bir arka kapıyla gelinebiliyordu.


:AFEB:





Sübyanlar Yetiştirme Yurdu iki katlı, eski, büyük bir taş binaydı. Yurdun büyük avlusu cezaevlerini çağrıştıran büyük, parmaklıklı bir demir kapıdan şehrin en işlek ana caddesine açılmaktaydı. Ana girişi cadde tarafında bulunan ve yeni, betonarme bir bina olan müdür lojmanından avluya küçük bir arka kapıyla gelinebiliyordu.

Lakaplarıyla meşhur Paşazade Sezai, Kibar Cemil, Dalavere Dilaver ve Gammaz Necmi yurttan çıkartılmaları iyice yaklaşmış dört arkadaştılar. Devlet babaları onları bir üniversiteyi kazanırlarsa temin edilecek burs ve yurt olanaklarıyla, yok üniversiteyi kazanamazlarsa meslek edindirme kurslarıyla, öylece sokağa salıverecekti. Bu durumu öylesine kanıksamışlardı ki, bir kaygı bile duymadan haytalıklarını sürdürmekteydiler.

Bunlardan Paşazade Sezai, lakabıyla olduğundan daha çok öz geçmişiyle meşhurdu. Yurttaki en kart müdavimdi; tam yirmi üç yaşındaydı. Tabii ki, nüfus kaydına göre değil, gerçek doğum tarihine göre. Evet, o, genelevde çalışan annesi tarafından, yedi yaşına kadar nüfus cüzdansız yaşatılmıştı. Sonra, ilkokula kaydedilmek için nüfus müdürlüğüne gidilip nüfus cüzdanı çıkartmak istendiğinde babasının belli olmadığı gerekçesiyle nüfus kaydı yapılmak istenmemişti. Annesi rüşvet karşılığı genelevin “Paşa” isimli bir ayakçısını baba olmaya razı edip de bir kez daha gittiği nüfus müdürlüğünde, kütüğe nüfus kaydını yapan işgüzar nüfus memurunun yeni doğan bir çocuğun kaydını yaptığını sanması üzerine, doğum tarihi yedi yaş küçük kaydedilmişti. Nüfus müdürlüğünde, koskoca bir memurun hata yapma olasılığı olmadığı zannıyla incelenmeden teslim alınan nüfus cüzdanıyla ilkokula koşturulduğunda, yeni doğmuş bir bebeğin kaydını yaptırmak istediği sanılan kadıncağızın bir dayak yemediği kalmıştı. Sonra, yeniden nüfus müdürlüğüne koşturulup yapılan hatalı kaydın düzeltilmesi talep edilmiş; tabii ki, talep ret edilerek mahkemeye müracaat ederek kemik ölçümüyle düzeltme yaptırabileceği söylenmişti. Genelev patronunca bu koşuşturma yüzünden işlerini daha fazla aksatmaması istenilen kadın, “eh! Yetti be! Bu piç de okumayıversin...” diyerek, çocuğunu okula yollamaktan vazgeçmişti. Paşazade Sezai gerçek doğum tarihine göre onbeş yaşında koskocaman bir delikanlı olduğunda, emniyet mensuplarınca genelevde yapılan bir denetim esnasında, annesi tarafından inat edilerek okula gönderilmediği ve bu inadı sürdürdüğü tespit edilmişti. “Anne Beni Okula Gönder” kampanyası münasebetiyle annesinin elinden alınıp Subyenler Yetiştirme Yurdu’na yerleştirilmiş ve ilkokul birinci sınıfa kaydettirilerek okula gönderilmişti...

Okulda “baban kim? Ne iş yapar?” diye sormaya başlamışlardı. Ne bilsindi babasının kim olduğunu, ne iş yaptığını; babası belli değildi ki! Öte yandan benim babam belli değil demeye de utanmıştı. Nüfus cüzdanında “Baba Adı: Paşa” diye bir kayıt var mademki, o da, “benim babam Paşa” deyivermişti. Babasının adının “Paşa” olduğunu kastetmesine karşın, herkes işine geldiği biçimde anlayarak “babası Paşa’ymış” denilmeye başlanılmıştı.

Bir zaman sonra, sanırım üçüncü sınıftayken, kendi sınıf arkadaşlarıyla arkadaşlık yapamadığı için beşinci sınıflardan arkadaşlık kurabildiği Gammaz Necmi’yle bir genelev kadınının piçi olduğundan bahisle dertleştikten sonra, genelevde çalışan bir hayat kadınının piçi olduğu ve anasını bir Paşa’nın bellemesiyle Sezai’nin dünyaya geldiği dedikoduları başlamıştı. Onu “ti” ye almak isteyenler, adının “Sezai” olduğunu bile unutarak lakabını “Paşa zede” takmışlar. “Paşazede”, Paşa isimli bir herifin oğlu oluşu da göz önüne alınarak, bir zaman sonra, “Paşazade” olmuştu...




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın bireysel kümesinde bulunan diğer yazıları...
Muhittin Amca...
Hempa...
Hanımeli...
Siktiriboktan…
Basgitar...
Nerede O Eski Öğretmenler…
Öpücük Tutkusu...
Alma "Nur"un Ahını…
Çapkınım, Hovardayım…
Göz Hakkı...

Yazarın öykü ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Kralların Kraliçesi
Balkonlu Ev...
Bizim Köyün Ayıları... 2.
Nil Kraliçesi.
Kur'an Ayetlerinden
Facebook Tatilcileri
Babam…
Madam...
Azap Yolu - 1
Azap Yolu - 2

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Part - Time Sevişmeler [Şiir]
Bir "Hiçbir Şey" Olmak [Şiir]
Deliler Bayramı [Şiir]
Nazlı Nazlı Karılar... [Şiir]
Gülbahar'ım; Can Çiçeğim! [Şiir]
İkimiz İçin [Şiir]
Hayatım [Şiir]
Halepçe [Şiir]
Senden Önce, Sensiz [Şiir]
Çapkın Kız... [Şiir]


Kemal Yavuz Paracıkoğlu kimdir?

Okur yazar, okuduğunu anlar, yazdığı okunur, emekli büro memurluğundan devşirerek, kendi kendine oldu yazar. . .

Etkilendiği Yazarlar:
Hiç kimseden etkilenmemiştir, kendine özgü bir yazı dili kullanır...


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Kemal Yavuz Paracıkoğlu, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.