Mermere sıkışmış bir melek gördüm ve onu özgürlüğüne kavuştuncaya dek mermeri oydum -Mikelanjelo |
|
||||||||||
|
Yakın zamanda yaşadıklarım beynimin bardağını taşıran son damlanın da düşmesine neden oldu. Çivim çıktı, ayarım bozuldu. Bir kendime baktım, bir aynaya… Bir gariplik var bende. Beklenmedik olaylar karşısında ŞAŞKINA DÖNME tepkimi yitirmişim. Karşılaştığım, gördüğüm baktığım hiçbir olay beni hayretler içinde bırakmıyor artık. En sıra dışı olaylar bile olağan geliyor. On üç yaşında bir kızcağız kendi isteğiyle yirmiden fazla erkekle birlikte olabilir örneğin. Hem de kendi rızasıyla. Bütün dünya onu biyolojik olarak çocuk görebilir. Bilimsel olarak da kabul gören anlayış bu olabilir. O benim ülkem için yetişkindir. Çünkü benim ülkemde onun yaşında evlendirilen bir sürü çocuk var. Her dört kız çocuğundan biri on sekiz yaşın altında evlendirilmiyor mu bu ülkede? Konferanslarda, açık oturumlarda salya sümük yapılan ateşli konuşmaları, süslü cümleleri bir yere bırakalım. Çocuk yaşta anne olan kızları ihbar eden doktorlar neden susuverdiler. Bir yıldır çocuk yaşta anne olan kimse yok mu? Birden fazla karısı olan bir sürü büyük adam, parlamenter var bu ülkede. Gerçeğimize bakıp ikiyüzlü davranmaya mecburuz biz. Çok eşliliğe evet, küçük yaşta evliliğe evet diyorsam o zaman on üç yaşındaki bir çocuğu yetişkin olarak görülmesinde ne yanlışlık olabilir ki? Başbakanımız bir parmak şaklatır, bir okus pokus yapar anında değişiverir her şey. Bir de bakarsın ki onlarca uzman televizyonlara akın edivermiş. Kaddafi diktatör, Suriye düşman… Mübarek kanlı katile dönüşüverir bir gecede. Irak'a demokrasi gelir. Milyonların ölmesinin zerre kadar bile önemi yoktur. Kürt açılımı birden uçup gider. Yeni bir okus pokus oluncaya kadar kimsenin ağzını bıçak açmaz. Çünkü artık televizyonlardaki hazır kıta askerlerine yeni gündemler verilmiştir. Bir tek kişi olsun, kel başa ilaç için tek bir kişi çıkıp farklı bir şey söyleyemez. Demokrasimize Everest'te zirve yaptıranlar bu durumu hiç kanıksamazlar. Suriye ile iyi komşuluk ve ticari ilişkilerimizde tam bahar havası yakalamışken her şey birden bire tepe taklak oluverdi. Suriye insan hakları ihlalleri yapıyormuş. Kendi halkının demokratik taleplerini görmezden geliyormuş. Ve bu bir insanlık sorunuymuş. Vay efendim Esat bunu nasıl yaparmış? Dönüp kendi demokrasimizdeki sorunları görmezken, başkasının gözündeki çöpe takılıvermişiz. Üstelik Kuveyt, Suudi Arabistan ve öteki Arap yarımadası ülkelerinde demokrasi sanki kavağa çıkmış. Ne zaman bütün dünyayı hizaya çekmeye karar verdik? Biz kim oluyoruz? Tek bir kişi çıkıp bunları sormuyor. Aklımı oynatacağım. Demokrasi aşkıyla kalbi çarpan Tunus'ta seçimleri İslamcı, muhafazakâr bir parti kazanmış. Al buradan yak. Egemenlik kayıtsız ve şartsız Allah'ındır. Halkın egemenliği diye bir şey yoktur. Allah ne buyurursa öyle olur diyen bir anlayış seçimi, temsili ne yapsın. Allah'ı en iyi anlayan dini kadrolar İslami esaslara göre ülkeyi gül gibi yönetirler. Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu... Teokratik demokrasi diye yeni bir kavram peydahlandı da benimi haberim yok. Deprem de ölen öldü, kalan sağlar bizimdir. Şimdi gündem kentsel dönüşüm. Depreme dayanıksız binaları yıkıp yeni konutlar yapacağız. Yasal bir düzenlemeyle istimlâk hızlanacak ve kolaylaşacak. Peki devlet baba ve yerel yönetimler canın isteği gibi istimlâk işlemleri yapabilme yetkisine sahip olacaksa bireyin hakları ne olacak. Mülk edinmek bireylerin temel insan haklarından değil mi? Böyle bir yasal düzenleme kentsel dönüşüm adı altında garibanların elindeki değerli arazilerin talanına ve birilerine peşkeş çekmeye uygun hale gelmez mi? Bu yaz İzmir'in Şemikler Semtine yolum düştü. Yıllardır gittiğim Fikri Altay Mahallesini bulamadım. Sokaklar kazılmış, her yer inşaat halindeydi. Sordum soruşturdum bu ne hal? Kentsel dönüşüm uygulanıyor dediler. Seyfullah
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © seyfullah ÇALIŞKAN, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |