..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
"Ýþimden büyük tat aldýðýmý söylemeliyim." -John Steinbeck
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Yeraltý > Þenol Durmuþ




12 Aralýk 2011
Hýrsýzlar Kralý  
Þenol Durmuþ
Onlar varoþlar da, roman mahallelerin içlerinde tam gaz faaliyette sayýlýr. Hýrsýzlar, katiller, fahiþeler dünyasýnýn insanlarý misyonlarý gereði iþbaþýndadýr. Ýlahiyatçýlara göre tanrýya hizmet eden en kutsal iþçilerdir onlar. Ýyi insanlar cennete hazýrlanýrken onlar günahlarý ile cehennemi dolduracaktýr. Bu fani dünyada herkesin görevi belliydi.


:DHFB:
Bayrampaþa cezaevinin aðýr suçlar bloðunda bulunan bir koðuþun adýdýr. Hýrsýzlar koðuþu. Koðuþ mevcut listesi sürekli bu rakamý ve üstünü gösterirdi. Ýstanbul’un Avrupa yakasýný soyanlarýn yakalandýðý andaki adresi bu koðuþtu. Oto hýrsýzlarý, evleri, iþyerlerini soyanlar, kasa hýrsýzlarý sayýca üstündü o mesleðin diðer kategorilerine göre.

Otorite ve uygulayýcýlarý bu yüz kýzartýcý suçu iþleyenleri yüz metre karelik iki katlý bu koðuþa istifliyordu. Gardiyanlar, jandarmalar, hatta diðer suçlardan yatan mahkumlar bu insanlara hiçte hoþgörü göstermezdi. Herkesin gözünde onlar bu ülkeyi, bu devleti soyan, toplum düþmaný hýrsýzlardý. Aþýrý kalabalýktan dolayý koðuþ içerisi bir arý kovaný misali kaynardý. Oradan sürekli sesler duyulurdu. Gardiyanlar arada bir koðuþ kapýlarýna tekmeyle, sopayla vururdu. Ses çýkarmamalarý için. O anda ses kesilirdi ama bir süreliðine kadar. Yine baþlardý sesler. Kahkahayla gülenlerin, çýðlýk atanlarýn, küfür edenlerin, aðlayanlarýn sesleri duyulurdu. Gardiyanlar haddinden fazla sertti. Özellikle bu mahkumlara karþý. Aðýr suçlar bloðunun diðer sakinleri olan cinayet, gasp koðuþlarý onlara nazaran biraz daha sessizdi. O koðuþta neler oluyordu?

Bir metrekare alanda üç kiþinin yaþam savaþý vardý. O alandan bir santim bile ayrýlmak diðer üç kiþinin sahasýna saldýrmak demekti.O mahrem alana uzanan bir el ya da ayak yahutta o çene saniyesinde kýrýlýyordu.Bir yeri kýrýlan hýrsýz acý içerisinde çýðlýk atarken kýranda kahkahalar ile gülüyordu. Ekmekler havada uçarcasýna ellerde parçalanýyordu.Tabaklardan saçýlan yemekler ellerle toplanýp aðýzlara dolduruluyordu.Bir dal sigarayý on kiþi sýrasýyla içerken dumaný biraz fazla çekenin vay haline dedirtircesine ana avrat küfürler saydýrýlýyordu. Çoraplar, atlet, kilot, battaniye, yatak savaþlarý çeþitli cepheler de birbirinden þiddetliydi.Üçyüz hýrsýz birbirini soyuyordu, sabahtan akþama kadar. Bazýlarýnýn ihtiyacý biraz daha fazlaydý. Birbirlerini becerenleri ayýrmak için tekmeler, yumruklar ranzada dönüyordu.Onsekizinde ki bir genç ile yetmiþlik bir ihtiyarýn karý koca olduðu sahnelerde sadece nikah þahidi aranýrdý.Ara sýra bazý, bazý...

Gardiyanlar bu koðuþlara karþý biraz mesafeli ve dikkatli davranmak zorunda kalýyordu. Müebbetlik, otuz altý senelik mahkumun ne zaman ne yapacaðý hiçte belli olmazdý. Ama bu hýrsýzlar öyle miydi? Üç beþ aylýk, ya da senelik mahkumlardý bunlar. Cinayet koðuþlarý adý üstündeydi. Ölenlerle öldürenlerin sahnesiydi o koðuþlar. Ölü açýk mezarda, öldüren de bu kapalý mezarda yatýyordu. Belki de daha þanslýydý ölen. Geceyarýsý bu koðuþlarda bir kavga çýktýmý gardiyanlar sessiz kalýyordu. Korku içersinde beklenirdi savcý bey, jandarma komutaný. Onlar takviye kuvvetle gelirken baþgardiyanýn iþi sadece koðuþ kapýsýnýn mazgal deliðini açýp sormaktý. “Ölen ya da yaralý var mý onu söyleyin” diye sorulurdu. Tecrübesiyle öðrenmiþti baþgardiyan. Elbette ikisinden biriydi o cevap. Ona göre ya ambulans, ya da bir tabut sipariþi verilecekti. Gece vardiyasýna gelen görevli gardiyanlar bu belalý koðuþlardan mümkün olduðu kadar uzak durmayý tercih ederdi. Geriye ne kalýrdý? Hýrsýzlar koðuþu.

Hýrsýzlar koðuþunun mazgal deliði o gece açýldýðýnda sigara paketleri gardiyanlara sunulmuþ olurdu. Çok geçmeden hýrsýzlar koðuþunun kapýsý açýlýrdý. Sonra koridorda bir takým sesler yanký yapardý. Diðer koðuþlarda uyumayan mahkumlar bu sesleri duymuþ olurdu. Hýrsýzlarýn isimleri okunmaya baþlamýþtý. Sonra da kapýnýn kapandýðý anlaþýlýrdý. O çelikten çýkan ses tonu belli ederdi. Meraklý gözler bir aralýktan az çok koridora bakarak koridora çýkanlarý seçmeye çalýþýrdý. Kýþ olmasýna raðmen çýrýlçýplak halde battaniye’ye sarýlý hýrsýzlarýn yaný sýra sadece donlarýyla kalmýþ diðer hýrsýzlar bir duvara dizilmiþti. Karþý sýralarýnda ise ellerinde sopalar, joplar olan gardiyanlar vardý. Bazý gardiyanlarýn kafasýnda siyah kar maskesi olurdu. Kimdi bunlar?

Koðuþlarýn kapý aralaðýndan onlarý izleyen tecrübeli mahkumlar söylerdi onlarýn kim olduðunu. A Takýmý. Hayata dönüþ operasyonundan sonra kurulan özel gardiyan birliðinin adýydý. Bu birlik diðer bir isimle dayak mangasý olarak da bilinirdi. Geçmiþ yýllarýn eski adýyla anýlan Saðmacýlar þimdiki Bayrampaþa Cezaevinin idare dayaðýnýn yeni versiyonuydu A Takýmý. Eski dönemlerde en azýlý suçlularýn dahi korktuðu bir dayak atma metodlarý vardý. Onlara göre bunlar bu devlette en acýmasýz görevliler bunlardý.Bu teoriye göre polis bilerek bilinçli þekilde dayaðýný atar, iþkencesini yapardý. Jandarma’da az çok öyle sayýlýrdý ama gardiyanlarýn idare dayaðý öyle miydi? O yýllarda geceyarýsý mahkumlar uyurken birden kapýlar açýlýr, gardiyanlar ellerinde kalýn sopalar olduðu halde bir ranzaya doðru gider, uyuyan o veya o mahkumlarý sopayla, tekmeyle kaldýrýr, koðuþun içersinde sürükleyerek cezaevinin baþgardiyanlýk odasýna götürürdü. Sonra o mahkum bir daire içerisinde ortaya alýnýr ve sopalarla dövülürdü. Kafasýna koluna, neresine rast gelirse hiç fark etmeden vurulurdu. Sorulara cevap alýnýrdý. Hapý nereden bulmuþtu. Sübyandan gelen o çocuðu kaç aydýr beceriyordu, onu kaç liraya almýþtý? Kumar yapýyordu da niye haber vermiyordu? Bir hayvandan beter sesler çýkartan mahkum konuþsa da önemli deðildi. Daha sonra onu en alt katta sýralý þekilde yan yana dizili olan hücrelerden birine atarlardý.Diðerleri gibi ölmesi sakat kalmasý hiç de sorun olmazdý. Bir ay sonra koðuþuna geri getirilen adamýn suratý yeþil renge bürümüþ olurdu. Çok geçmeden kan tükürmeye baþlayacaktý. O artýk bir verem hastasýydý.

A takýmý gardiyanlarý bu misyondan gelen adamlarýn arasýndan özel seçilmiþti. Hýrsýzlar koðuþundan çýkartýlan bu adamlar koðuþ düzenini bozmuþtu. Kendi adamlarý olan koðuþ mümessilleri verdikleri sigara paketleriyle onlarý þikayet etmiþti. Ama bunlarýn atacaðý dayak yeni yasayla biraz hafifletilmiþti. Hücre cezasý da yumuþamýþtý. “Orospu çocuðu dýþarýda milleti soyarsýnýz, buraya gelince bir de hak ararsýnýz he” Yine feryatlar her gece olduðu gibi aðýr suçlar bloðunda duyuluyordu.

Daha çok baðýrmalarý için dayaðýn dozu yavaþça arttýrýlýyordu. Köpeklerin kedilerin, domuzlarýn, farelerin çýðlýklarý duyanlarý dehþete düþürürdü. Ýki binden fazla mahkum o gece çýkan sesleri yine duyuyordu.Asýl o duyan kulaklara bir mesajdý bu. "Siz katiller, gaspçýlar, mafyözler, çeteler, duyun iþte biz adamýn anasýný böyle düzüyoruz. Biz devletiz, devletle kim baþ edebilir he? Duyun iþte bunlarý duyun" dercesine sopalar daha çok inerdi hýrsýzlarýn vücuduna. Hýrsýzlar aðlarken, yalvarýrken “Bokunuzu yiyim abi, bugün geldiniz daha, üstüme saldýrdýlar, paramý, ceketimi, kazaðýmý, donumu bile aldýlar. Ben kimseye bir þey yapmadým” diyordu bir hýrsýz. “Abi bir yatakta üç kiþi yatýyoruz, sýra bendeydi. Onu uyandýrayým derken gördüm ikisi birbirini beceriyordu” diyordu diðer hýrsýz. “Ýki gündür karavana hakkýmý vermiyor koðuþ mümessili, isteyince beni dövdüler abi ” diyordu bir diðeri. Gardiyanlar da baðýrýyordu. “Demek öyle orospu çocuklarý, daha bugün bir oldu gelir gelmez düzeni bozuyorsunuz. Sen de yeni gelen birisinin donunu al, yemeðini al, neyi alýrsan al ama olay çýkarma. Onlar insan deðil mi? Üç yüz kiþi yatýyorsunuz, otel mi lan burasý? Size bir de özel oda mý tutacaðýz. Milleti soyarsýnýz þerefsizler, utanmadan bir de konuþursunuz.”

Bayrampaþa cezaevi kapanana kadar, aðýr suçlar bloðunda, geceleri duyulan seslerdi bunlar.



Sadece cezaevi deðil, dýþarýda da baþlarý beladan kurtulmazdý.Hýrsýzlýk zor zanaattý. Bir binanýn ikinci katýnda ki balkona týrmanmak için bir kedi kadar çevik olmak gerekirdi. Ya da bir dükkanýn çelik asma kilitlerini kýrmak veya kepengini yýrtmak da o kadar zor iþti. Ama bunlarýn yanýnda bir o kadarda cesaret gerekiyordu. Girilen o yerde bir veya birkaç kiþi ile karþýlaþma riski bir yana vurulmak, linç edilmek de söz konusuydu. Eðer atletizm gibi spor dallarýnda mücadele etselerdi birçok ünlü rekortmen sporcu bunlarýn ceplerinden çýkardý. Gereken cesaret içinde sporculara pek yakýþmayan doping maddeleri, ceplerinde hazýr onlarý bekliyordu. Hap...Hemde en iyileri.

Çoðunlukla ümitsiz, acý çeken kanser ya da sara hastalarýnýn kullandýðý haplar leblebi gibi yutulurdu. Bazýlarý çok iyi bilirdi. Beþ on yýl gibi bir zaman diliminde bu haplarýn etkisinden bir çoðunun ölmesi de kaçýnýlmaz bir son olacaktý . Ama onlarýn bir misyonu vardý. Ýnsanlýk tarihinin en eski iki mesleði gayet iyi bilinirdi. Erkekler hýrsýzdý. Kadýnlar da fahiþe. Geçmiþ tarihlerde ki korsanlarýn, haydutlarýn mirasçýsý, torunlarýydý onlar. Haliyle imkansýzlýktan dolayý þimdi kentli olmuþlardý.

Onlar varoþlar da, roman mahallelerin içlerinde tam gaz faaliyette sayýlýr. Hýrsýzlar, katiller, fahiþeler dünyasýnýn insanlarý misyonlarý gereði iþbaþýndadýr. Ýlahiyatçýlara göre tanrýya hizmet eden en kutsal iþçilerdir onlar. Ýyi insanlar cennete hazýrlanýrken onlar günahlarý ile cehennemi dolduracaktýr. Bu fani dünyada herkesin görevi belliydi.

Her geceyarýsý Ýstanbul sokaklarýna bir hayalet sürüsü yayýlýr. Temiz, saf, masum insanlar evlerinde huzur içerisinde uyurken onlar gruplar halinde sokak aralarýnda, kaldýrýmlar da otolarýn, binalarýn çevresinde dolaþýyordur. Planlý, ölçülü, mesafeli yürüyüþlerinde gözler çevreyi tarýyordur. Acaba hangi kapý hangi baca açýktýr. Zengin bir evin yahut bir villanýn görüntüsü ilgi çekicidir. Dayanýlmaz bir cazibesi vardýr, heyecan yapar. Ýçinde ne olduðu ne çýkacaðý bilinmeyen hazine sandýðý onlarý bekliyordur. Cesaret haplarý çoktan yutulmuþ olur. Villalarýn azýlý bekçi köpekleri bazen hýrlasa da bazýlarý da arada bir sessiz kalýr. Onlarýn kokusunu aldýklarý anda bazen susarlar, teslim olurlar. Kokularýyla, parlayan gözleriyle sanki anlaþýrlar. Belki içgüdülerinden belki geçmiþten, atalarýndan onlarý tanýrlar, hissederler. Bazý bekçi köpeklerinin onlarla gittiði de görülmüþtür.

Ýþ bitiminden sonra sabaha karþý baþlar eve, mahalleye dönüþler. Yükte, hafifte, pahada ne varsa ne çalýnmýþsa ya bir arabanýn bagajýnda ya bir kamyonet kasasýnda bazende elde çuvallarla yolculuk baþlar. Sabahýn ilk saatlerinde mahalleye giren insan yýðýnlarý iþten yorgun argýn eve geliyordur. Pavyonlarda ki dansözler, çalgýcýlar, fahiþeler, gaspçýlar ve hýrsýzlar hep birlikte evlere daðýlýyordur. Mahallenin devamlý müdavimleri olan uyuþturucu satýcýlarý onlarý karþýlar gülümseyerek. Borçlar hatýrlatýlýr.

Tek katlý, yýkýk, harabe gecekondular da sevinç içersinde neþe ile çýðlýk atan çocuklarýn sesleri duyulur. Babalar, abiler, ablalar iþten dönmüþtür. Ýçkinin, hapýn ele geçen ganimetin mutluluðu ile adam coþmuþtur. Kadýn dahada mutludur, azgýndýr. Çýlgýnca bir seviþme baþlamýþtýr. Bedenin her yeri, her yol mübahtýr artýk. Evlerden çýðýlýklar, hýrlamalar, inlemeler birbirine karýþýr, sokaða yayýlýr.

Öðleden sonra yine bir hareket baþlar. Kadýn bakkala borcu kapatmak için gider. Elinde bir teyp, saat, ya da kutusunda bir çift ayakkabý vardýr. Kartal burunlu, patlak gözlü, kara suratlý, yakýþýklý genç bakkal "Onlarý þuraya koy" der. Diðer kadýnlarýn býraktýðý eþya arasýna katýlýr getirdikleri. Eþyalarýn fiyatý, borçlar bellidir. Hesap kapanmýþtýr. Kadýn bakkala gülümser, ondan evvel gelenler gibi. Belki birçoðu borcu bu þekilde kapattýðýna üzgündür. Kendi bedenleri ile borç kapatma seçeneði bugün imkansýzdýr. Nasýl olsa yarýn öbür gün ona mutlaka sýra gelecektir. Ama o þehvete o isteðe dayanmak kolay mýdýr? Alýþkanlýk ne kötü þeydir. Yeni, farklý bedenlerin alýþkanlýðý... Ne kumar borçlarýný, ne tefecilerini ne torbacýlarýn borcunu kapatmýþtýr o beden. Acý çekmenin sonrasý zevke dönüþme aþamasýnýn alýþkanlýðýdýr belki de. Kadýnlarýn iþi bitmez. Eller de yeþil kartlar ile okul kayýtlarý, saðlýk ocaðý, belediyesi onlarý bekliyordur. Birkaç yüzüðün, kolyenin kuyumcuya bozdurulmasý da aradan çýkar.

Erkekleri ise bir adam bekliyordur mahallede... Hýrsýzlar kralý "Kasket Yaþar."

Sokaklarda hemen herkes ayný fikirdeydi. Tanrý bu insaný adeta hýrsýzlýk yapsýn diye yaratmýþtý. O mahallede hýrsýzlarýn baþýdýr. Kýsa boyu, kilosu ile çökmüþ yaþlý bedeni bir yana dizinden aþaðý kesik tek ayaðý ile yetmiþini geçmesine raðmen sadece hýrsýzlar deðil mahalle ahalisi de ondan korkar , çekinir. Uzak durur. Korkunç suratý ile bir iblisi aratmaz. Bu adam zamanýnda Ýstanbul'un bir bölümünü soymuþtur. Beyoðlu yaðmasýnda ön saflarda yer almýþtýr . Hatýrý sayýlý bir geçmiþi ve suç listesiyle camiasýnda üstün bir performans göstermiþtir.

Mahallesinde hýrsýzlar için yardýmlaþma, dayanýþma için küçük bir sendika kurmuþtur. Onun tabiri ile mesleðin inceliklerini öðretirken , yol yordam göstermiþtir birçok hýrsýz adayýna. Bu sosyal yardýmlaþma sistemi ile cezaevine düþen bir hýrsýza elbirliði ile yardým edilecekti . O hýrsýzýn becerilmeyi bekleyen maðdur bir karýsý ve hýrsýz, gaspçý olmak için sýra bekleyen iki küçük çocuðu vardý. Bunlarýn ihtiyaçlarý vardý ve Kasket Yaþar her hýrsýzdan sendikaya bir komisyon istiyordu. Eðer bir hýrsýz çaldýðýný saklarsa ya da yalan söylerse Yaþarýn býçaðý onu bekliyordur. O býçaðý sayýsýz hýrsýz tatmak zorunda kalmýþtýr. Býçak ve Yaþar ikisi bir arada anýlýr o sokaklar da. Bir hýrsýzýn vücudunda herhangi bir yere býçaðýn girmesi çýkmasý saniyelik olaydýr. Bazýlarýnýn o acýyý hissetmediði de olmuþtur. Evine döndüðünde karnýndan veya bacaðýndan kan akarken fark etmiþtir birçoðu. Onlar yine þanslýdýr. En azýndan bir kulaðý ya da burnu kesilmemiþtir.

Faili meçhul cinayetleri vardýr Yaþar'ýn. Bu geçmiþiyle yaþlý, yorgun vücuduyla, tek ayaðý ile tek göz odasýnda koca kurt köpeðiyle öðleden sonrasý oturduðu divanda hýrsýzlarýný bekler. Evin beter görüntüsü bir yana odanýn korkunç leþ kokusu ondan daha beter bir halde yaþayan hýrsýzlarýn bile burnunu tutmasýna neden olur. O divanda köpeði ile beraber yatar...Önlemini yýllar önce almýþtýr. Bir geceyarýsý bir hýrsýz tarafýndan gýrtlaðýnýn kesilmesini bu köpek önlemiþtir. Bu köpekten önceki, ondan daha önceki bir köpek onu hep birilerinden korumuþtur. Evine gelen bir kiþinin deðil ona zarar vermesi aklýndan olumsuz bir düþünce dahi geçirmesi köpeðin saldýrmasý için bir nedendir. O pis kokuyu köpekten önce kasket Yaþar alýr. Baþka bir ilçenin hýrsýzý misafir olduðunda köpeði onu kýsa bir hýrlamayla uyarmýþtýr. Sohbette o anda kahkahayla gülen misafir ise bacaðýna giren ekmek býçaðýnýn acýsýyla kendisini sokaða güç bela atacaktý.

Hemen her hýrsýz çaldýðýný söylemek zorundadýr. Kasket Yaþar'ýn payý verilecektir. Mallarýn fiyatlarý o evde belli olur. Onun belirlediði fiyata uyuþturucu satanlar dahil hemen herkes uymak zorundadýr. Veresiyelerin, esrarýn, hapýn, borçlarýn bedeli bu þekilde ödenir. Paylaþýmdan sonra peþ peþe esrarlý sigaralar yanar. Odanýn içini koyu bir sis kaplar. Sisin içerisinde kafalar fark edilir. Onlarca kafa, el, kol dönüyordur. Sarhoþluða raðmen birçoðu o divana hala bir metre mesafe uzak durur. Herkes gayet iyi bilir. Kasket Yaþar'ýn býçaðý þartlar ne olursa olsun her an hazýrdýr. Soyulan yerlerin istatikleri, yeni planlar yapýlýr, taktikler masaya yatýrýlýr. Ýstanbul haritasýna bakýlýr. Mahallede akþam olmuþtur. Bir gün bitmiþtir. Ýþe çýkmak için saatlere bakýlýr . Ýstanbul ertesi güne hazýrdýr.





Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn yeraltý kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Köpeklerin Aþký
Topal Hayri
Pavlovun Köpekleri
Cafer Kalfanýn Ýsyaný
Pavlovun Köpekleri 2
Cafer Kalfa
Cafer Kalfa Konstantinopoliste
Gerzekler
Ýþsiz ve Öfkeli
Bizim Mahalle

Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Kurtarýn Beni
Güzel Ýstanbul
Sarýgöl Roman Mahallesi 2
Ýdam Ýsteriz
Pavyon Sokaklarý
Dilenciler Köyü
Gel Abi...
Emret Baþkaným
Cafer Kalfanýn Ýsyaný 2
Düttürü Düüüttt

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Kurtlar Sürüsü [Þiir]
Ego - [Þiir]
Çingeneler Zamaný [Þiir]
Açým Ben [Þiir]
Olmalý [Þiir]
Zaman Geçsin [Þiir]
Hani [Þiir]
Konstantin Aðlýyor... [Þiir]
Kuyu [Þiir]
Sen Gidersen [Þiir]


Þenol Durmuþ kimdir?



Etkilendiði Yazarlar:
CERVANTES


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Þenol Durmuþ, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.